Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 12.01.2024 11:51

BİR GÜNÜN ARDINDAN

O gün kahvaltı masasında hiç de güzel olmayan, sinir bozucu bir hava vardı. Anne oldukça gergin ve yorgun görünüyordu. Olağan dışı bir şey olmuş gibiydi.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 

 

 Çocuklar, endişeli ve huzursuz annelerini göz ucuyla inceliyor ve çözüm arayan gözleriyle masanın üzerindekilere şöyle bir bakıyorlardı. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Baba alışıla gelmemiş bir şekilde hiçbir şey konuşmadan balkona çıkarak bir sigara yaktı ve sigarası biter bitmez evden çıkmak için hazırlanmaya başlamıştı. 

Evlerinde bu gergin havayı görmeye alışık olmayan çocuklar birbirlerine bakarak çıkar yol bulabilmek için düşüncelere dalmışlardı. Baba evden çıkmış, anne ise ev işlerini yapmaya başlamıştı çoktan. Çocuklar beklenmedik bu olağan dışı davranışları nasıl anlayabilirlerdi ki? Oysa anneleri tatil sabahları birbirinden lezzetli ve ev halkı tarafından sevilen yiyecekler hazırlardı kahvaltı için. Babaları ise yataktan kaldırılmak için özellikle bekler ve çocuklarıyla oynaşmadan kalmazdı. Kalkar kalkmaz da eşine takılarak “günaydın hayatımın anlamı” demeden kahvaltıya geçmezdi.

O sabah ne olmuş olabilirdi ki anne ve baba gergin ve birbirlerinin yüzüne dahi bakmıyorlar? Çocuklar ne yapacaklarını bilmemekle birlikte evde olan annelerinin yanına giderek, “Anne, senin için ne yapabiliriz?” dediler ve neye uğradıklarını şaşırdılar. Dolu olduğu her halinden belli olan anneleri, boşalmaya yer arayan bir gerilim hattı gibi çocuklarına “Beni anlamıyorsunuz, sizden hiçbir şey istemiyorum. Zaten şansım olsaydı bu durumda olmazdım.” gibi şeyler söyleyerek işlerini daha hararetli ve hızlı bir şekilde yapmaya devam etti. Neye uğradıklarını şaşıran çocuklar başlarını önlerine eğerek odalarına çekilmek zorunda kalmışlardı.

 Gün boyunca bu sinir harbiyle savaşan evin annesi nihayet akşam saatlerinde biraz olsun sakinleşerek olanları düşünmeye vakit bulmuş olacak ki, yaptıklarından ve söylediklerinden pişmanlık duyarak önce eşini aradı ve eve biraz erken gelmesini istedi. Eşi eve gelene kadar da akşam yemeğini hazırlamak için mutfağın yolunu tuttu. Bu sırada çocukların içleri içlerine sığmıyor ve annelerini bu kadar kızdıracak ne yapmış olabilirler diye düşünmekten kendilerini alamıyorlardı.

Nihayet babaları eve gelmiş ve akşam yemeği için her zaman ki gibi masanın etrafında toplanmışlardı. Eşine ve çocuklarına bugünün kısa bir özetini geçti evin annesi: “Bugüne kadar beni zorlamayan ev işleri ve evde aldığım sorumluluklar artık beni zorluyor. Bunu öncelikle kendime itiraf edemediğim ve sizlerden beni anlamanızı beklediğim için cendere içinde sıkışıyormuşum gibi geliyor. Hem sizlere yetememek hem de sizlerden beklentilerim olması ve bu beklentilerime cevap alamamış olmam beni bunalıma soktu sanırım. Bunlar yetmiyormuş gibi sorunlarımdan dolayı babanıza kendimi anlatmak yerine bir de ondan beni anlamasını bekleyince olanlar oldu ve babanızla da aram iyiden iyiye bozuldu. Bunda benim ne kadar suçum var bilemiyorum ama şunu çok iyi biliyorum. Konuşmak ve yardım istemek yerine anlaşılmak ve yardım edilmesini bekledim. Ben bir şey demesem de beni hem çocuklarım hem de eşim anlar diye yanlış bir düşünceye kapıldım. Bugün için beni affedebilecek misiniz? Bundan sonra hissettiklerimi ve beklentilerimi açık bir şekilde sizlere söyleyeceğim. Anlaşılmayı bekleyerek vakit kaybetmek yerine, sizlere hislerimi ve isteklerimi açık bir dille anlatacak ve çözüm önerilerinizi dinleyeceğim.”

Sorunlar susarak değil, konuşup tartışılarak çözülebilir.

Sevgili okurlar bu hikâyeden çıkartılacak sonuçlar oldukça net bir şekilde anlatıldı kanaatindeyim. Aklınızda herhangi bir soru oluşursa bana “huzur06peri” ınstagram adresinden ulaşabilirsiniz.

"Rağbet edilen" ve "arzulanan" anlamına gelen Regaip kelimesinin anlam bulduğu kandil gecenizi ve On bir ayın sultanı Ramazan ayının müjdecisi olan Üç Aylar hepimize mübarek olsun. Mutlu Kalın.