Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 12.03.2024 12:08

EVİNİZİN YENİ MİSAFİRİ

11 Mart günü gönlü güzel ve zengin, yüzü güleç, eli açık, yolu bolluk ve bereketli olan bir misafir çaldı kapınızı. İnsani duygularınızı kuvvetlendirmek için kapınızı çalan bu misafiri hoş karşılayın.


KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

 

Çünkü bu yeni gelen misafir sizin gönlünüzü maddi ve manevi kirlerden arındıracaktır. O misafir ki belki sizlerin evinde otuz gün kalacaktır ama sakın sıkılmayın. O sizi iç sıkıntılarınızdan uzaklaştıracak, gülümsemeye başlayacaksınız o bir ayda.

11 Mart o güzel aya kavuşma günüydü.  Yıllar yılı, aynı ruhla aynı güzellikte bu misafir çalmıştır kapıları. Siz de bilirdiniz o misafir gelecek diye. Daha önceden açmışsınızdır yufkaları, yapmışsınızdır tatlıları. Çünkü gelen misafir sizin için de çok özeldir.

Çirkinlik, kötülük ne varsa o misafirin geldiği evlerden kaybolup gider. Bir yıl boyu beklersiniz o misafir ne zaman gelecek diye. Geldi işte, 11 Mart'ta tıklattı kapınızı.

Gelen misafirin kendine göre kuralları vardır. Onları anlatır ve uygulatır her evde. En çok da çocuklar sever bu misafiri. Çünkü çocuklar için tüm ailenin akşam ezanından sonra bir sofra etrafında toplanıp dua ile yemek yemek ayrı bir zevktir. Çünkü evin büyükleri gündüzleri oruçludur. Çocuklara sorarsan "sen de oruç tutuyor musun?" diye, "Evet" derler sana. "Nereden tutuyorsunuz?” diye devam ederseniz sormaya "Kaşığın sapından" olur alacağınız cevap. Çünkü onların orucu ya yarım günlük veya çeyrektir.

Gelen misafir kendi kültürü ile gelir mahalleye. Güzellikler yayar çevreye. Camiler şenlenir, ışıkları etrafa nur saçar. Teravih Namazı sonrası kahvelerde küçük küçük sohbetler. Sahuru beklemeler. Çocuklar için Karagöz Hacivat perdelerini açar. Gece panayırlarda palyaçolar bir masal anlatır çocuklara. Hiç kimse korkmaz gece kötülükler gelir diye. Evde pişen yemek komşuya da düşer; o misafirin geldiği günlerde. Konuşacak çok şeylerimiz olur O'nunla geceleri. Konuşmalar dilimizle değil, gönlümüzle olur. Misafir gelince zaman içinde düştüğümüz tuzaklardan kurtulmuş oluruz.

Uzun zaman hasretle beklediğimiz misafirin adı “Ramazan”dır. Duyunca, adı bile heyecanlandırır bizleri.

Ne güzel zamanda çaldın kapımızı. Baksana bahar...

Bu günlerde bir Ramazan denilen misafiri düşünüyorum bir de bu günleri kollayıp sattığı ürüne fazla fiyat biçenleri. Hiç yakışmıyor bu tavır Ramazan günlerine. Nedir Ramazan geldi diye ete, süte, balığa, pideye, ekmeğe yapılan zamlar?.. Sizler olmasanız bu şehirde Ramazan günleri daha güzel yaşanacaktır.

En güzel gerçek evimize gelen Ramazan'ın gülüşleri altında gizli.

Hoş geldin Ramazan. Ramazan günleriniz huzur içinde ve sağlıkla geçsin dostlar. Önerimdir: Her gün bir iyilik yapın, otuz günde otuz iyiliğiniz olsun. Unutmayın yerden bir çöp alıp çöp kutusuna atmak, selamlaşmak, gülümsemek, yardımlaşmak da iyiliktir.

Yıllar geçse de geçmez, değişmez Ramazan kültürü ve Ramazan günlerinin yaşamda sağladığı güzellikler. Sadece eksilen eski Ramazan günlerinde çocukların haykırdığı “Aga Bum. Helim Aga, Trabzon attı, sen de at” sesleri unutuldu.

Hayat sevince, aylar Ramazan gelince daha güzel oluyor.