AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
TİSKİ hatları yenilemedi; eskileri patlayıp duruyor, yüksek mahallelere su verilmesinde aksamalar yaşanıyor. Yatırıma bakıyorsun Akçaabat özelinde kayda değer bir şey yok.
Turizm sezonu bitti; Sahil Park’taki inşaat bitmedi.
Pazar yeri hâlâ olduğu yerde duruyor gibi.
Söğütlü’de yapımına devam devam eden Kültür Merkezi inşaatı aynı.
Bunlar Büyükşehir ve Belediye’nin teknik ekiplerinin yetersizliğinden kaynaklanan gecikmeler.
Ve elbette sahalar. Geçtiğimiz yıl yıkımına başlandığında Sebat Gençlik Başkanı’nın da taahhüt vererek bir yıla yetişecek dediği projede sahalar henüz tesviye aşamansa geldi.
Elbette bu gecikmelerin hesabı onu geciktiren teknik ekibe değil onun başındaki yöneticiye yani Başkan Osman Nuri Ekim ve Murat Zorluoğlu’na soruluyor.
Bu konularla ilgili geçtiğimiz hafta bir basın toplantısı düzenleyen Başkan Ekim’le uzun uzun sohbet ettik, bilgi alışverişlinde bulunduk.
Eleştirilerimizi bir kez de yüzüne karşı söyledik. O da kendince haklı sebeplerini saydı. Lakin vatandaş böyle mi düşünür; orası meçhul.
Çünkü bizde cadı kazanı kaynatmak bir gelenektir.
Elbette sadece bu iş değil. Adliye binasının 5 kez ihale edilişi, sürecin nasıl bir boyutta olduğunu gösteriyor bize. Ve de emniyetsiz Emniyet binası. Sanki o büyük deprem bizim Akçaabat’ı vurmuş gibi Emniyetimiz bir yıldır konteynırda.
Yani başka bir yerde olsa kınanacak, konuşulacak, acınacak şeylere karşı bizler sus pusuz.
Şimdi Akçaabatlı olduğunu iddia eden Vekil Sayın Mustafa Şen Beyefendiye sormak elzem değil midir? Her mebus kendi bölgesini ihya ederken, hadi sizden öncesinin kudreti yoktu, siz ne yapıyorsunuz? Seçimlere az bir süre kala mı müjde vereceksiniz bizlere?
Ama siz de haklısınız. Muhalefet dediğiniz sessiz güruh o kadar rahat ki ve de o kadar memnun ki bu durumdan, gerçekten gıpta etmek gerek.
Akçaabat’ta suya sabuna dokunmayan her muhalefet ilçe başkanı görevini bırakır bırakmaz ben il başkanlığına talibim, ben milletvekilliğine talibim, ben şuraya buraya talibim diye dökülüyor sokağa. Lakin dönemlerinde birkaç cılız ses hariç tek satır yok sistemi değiştirmek için.
İktidar çok şanslı. Ne kadar beceriksiz siyasetçi varsa dönemlerine rast gelmiş.
Hasılı kelam geç kalıyoruz. Geç kalıyoruz, geç kalıyoruz.
Ben Bosna’ya gidiyorum. Gelene kadar da bu işler çözüme kavuşur umarım.
Kalın sağlıcakla...
