Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 19.04.2024 11:49

ÖMÜR DEDİĞİN

Bir göz açıp kapayıncaya kadar geçer ömür. Daha dün doğmuştu dediklerimiz şimdilerde mesleklerini eline alan bireyler oldular. Daha dün işe girdiğimi söyleyebilirim sizlere ama aslında 28 yıl çalışıp 5 yıldır da emekliyim gerçekte.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 

Daha dün ilk çocuğumu doğurdum, daha dün babamı, annemi, abilerimi kaybettim gibi. Hayatımın en önemli anlarını daha dün yaşamış gibiyim.

Ömür dediğimiz bu yüzden bir göz açıp kapaması kadar kısa. Zorlukları yaşarken hiç bitmeyecekmiş gibi gelir bize hayatımız, hep zorluklarla geçecek ve hiç rahat edemeyecekmişiz gibi gelir. Oysaki her gecenin bir sabahı olduğu gibi, her geçmez dediğimiz olay da geçiyor, bitmez dediğimiz acılar diniyor, gelmez dediğimiz mutluluklar geliyor. 

Biraz kendimizle yüzleşelim. İlkokul sıralarında bize büyüdüğümüzde ne olmak istediğimiz sorulduğunda o büyümenin ne kadar uzak olduğunu düşünerek en çok doktor ya da öğretmen olmak istemişizdir. Sahi hiç düşündünüz mü bunu, neden ya öğretmen ya da doktor olmak ister çocuklar? Bu başka bir yazımızın konusu olsun. Biz şu anda büyümenin ne kadar uzak olduğunu düşündüğümüz sıralara dönelim. 

İlkokul biter, önümüzde koskoca 4 yılı kapsayacak ortaokul eğitimi var. Bitmez, bu 4 yıl nasıl geçecek diye düşünürken hop o da biter ve biz liseli olmuşuzdur. Ah ne yapacağız, nasıl bitecek bu yıllar da üniversiteli olacağız derken zorluklarla ve çok çalışmayla geçen bir 4 yıl daha ve üniversiteli olduk bile. Üniversite biter ve iş telaşı sarar bizleri. Derken çalışmaya başlarız. Bitmez bu yıllar, gelmez bu emeklilik deriz ve işte bitti bile diye dillendirmeye başlarız. 

Hep nasıl bitecek bu okul, nasıl olacak bu sınav sonucu ne yapacağız şimdi diye diye endişe ve karamsarlıkla büyüdük ve büyütüyoruz. 

Bizler yaşantımızı hep sıkıntı ve karamsarlıkla geçirmeye devam ederek çok daha önemli ve çok daha endişelenmemiz gereken hayatımızı hiç düşünmüyoruz. Güzel bir hayat yaşamanın elimizde olduğunu unutmadan hareket etmeliyiz. Söz konusu hayatımızsa hem hareketlerimize hem de düşüncelerimize çok dikkat etmeliyiz.

Hareketlerimiz bilinçli ve çevresel olmalı. Eğer trafiğe çıkıyorsak toplumsal kurallara ve trafik kurallarına harfiyen uymalıyız. Eve gitmek için aracımıza biniyorsak önceliğimiz araç kullanmaya uygun olup olmadığımızı kontrol etmek olmalı. Sadece ehliyet almaktan söz etmiyorum burada. Araç kullanmak için yeterince sağlıklı mıyız? Araç kullanmamıza engel teşkil eden alkol veya uyuşturucudan uzak mıyız? Aracımızın bakımı yapılmış mı? Karşı taraftan gelen araçları kontrol edebilecek durumda mıyız?..

Bu kontroller yapıldıktan sonra herhangi bir olumsuzluktan kadere sığınabiliriz.

Bizler hayatımızı çok kolay harcayabiliyoruz. “Hayatı harcamak” çok kolay söylenebiliyor ama maalesef ki öyle söylendiği kadar kolay yaşanmıyor.

Yaşamımız boyunca öncelikle konuştuklarımıza çok dikkat etmeliyiz. Ağzımızdan olumlu sözcüklerin çıkmasına çok dikkat etmeliyiz. İnsan beyni olumsuzu kavrayamaz. Bizlere neyi düşünmememiz söylendiyse onu hemen düşünürüz. İlk aklımıza gelen yapma denilen şeydir mesela. Küfürlü konuşma dendiğinde ilk önce aklımıza bir küfür gelir. Düşünceni durduramadın değil mi?

Sarı saçlı kadını düşünme dendiğin de ilk aklınıza gelen bir sarı saçlı kadın oldu değil mi? O zaman bir şeyin olmasını istemiyorsak, ondan asla söz etmemeliyiz. İnsan beynine bir şeyi yapmamasını söyleyemeyiz. Bir şeyleri olumsuz düşündüğümüz de çoğu zaman pekiştiririz. “Bunu yapamam yerine”, “bunu yapmaya devam edeceğim” şeklinde düşünerek her şeyi olumluya çevirerek büyük bir şeyi başarmış oluruz. Ders çalışırken başarılı olamayacağını düşünürsen, başarılı olamazsın. Endişe ve kaygı senin içinde büyür ve öğrendiklerine odaklanamazsın. 

 Kişi, hedefini belirleyip, prensipli bir şekilde çalışmaya başlar ve disiplinli bir şekilde çalışmaya devam ederse mutlaka başarıyı yakalayarak mutlu olur.

Olumlu cümleler kurarak hayatımızı olumlu hale getirebiliriz. Bu Bilimsel olarak kanıtlanmış bir olaydır. Hiç rastladınız mı bilmiyorum ama sosyal medyada birkaç kez ben rastladım.

Mahatma Gandhi’nin çok sevdiğim ve hayatıma kattığım şu sözlerini sizlerle de paylaşmak isterim.

SÖYLEDİKLERİNİZE dikkat edin; düşüncelere dönüşür. 

DÜŞÜNCELERİNİZE dikkat edin; duygularınıza dönüşür.

DUYGULARINIZA dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. 

DAVRANIŞLARINIZA dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür.

ALIŞKANLIKLARINIZA dikkat edin; değerlerinize dönüşür. 

DEĞERLERİNİZE dikkat edin; karakterinize dönüşür.

Zaman çok geç olmadan sağlığımızın, paramızı kazanırken variyetimizin, sevgimizi gösterirken sevenlerimizin ve en önemlisi de hayata geliş sebebimizin kıymetini bilmeliyiz ve ona göre hareket etmeliyiz.

Dervişe sormuşlar, “Zor bir dönemden geçerken ne yapmalıyız?” diye. “Sonsuza dek sürmeyeceğini bilmeli, imtihan olduğunu düşünmeli, daha kötüsü olmaması için dua etmeli. Zor gününde yanında olanları daha sonrasında sevindirmeli, yanında olmayanları terk etmeli.” demiş.

Düşüncelerimizi olumlu hale getirerek, yardıma muhtaç kişilerin yanında olarak ve onları her daim düşündüğümüzü göstererek ve çok daha güze konuşarak hayatımızı hem daha anlamlı hem de daha güzel hale getirebiliriz. 

Sevgi ve güzellikle kalın.