Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 19.01.2024 11:40

ÖZÜR DİLEYEN EVLATLAR YETİŞTİRİN

Nezaket, saygı, merhamet ve sevgi yüklü çocuklar çevrelerine ve bir başkasına zarar vermezler.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 

 

Herkes hata yapar. Hep denilir ya hatasız kul olmaz. Önemli olan hatadan dönebilme gücüne sahip olmaktır. Bireyler, hatalarından ders çıkartarak ve hatalarını onararak hayat denen süreçlerini deneyimleyerek olgunlaşır. ÖZÜR DİLERİM demek bir kişiyi hem olgunlaştırır hem de yüceltir.

Sizlere bir gencimizin başına gelen bir olayı aktarmak istiyorum. Bu gencimiz oldukça iyi bir aile terbiyesi almış olmalı ki özür dilemesini bilen hem sevecen bir o kadar da insan değeri bilen bir gencimiz.  

Bu gencimiz on beş, on altı yaşlarında lise çağlarında bir gencimiz. Bir gün arkadaşıyla bir olayı konuşurken arkadaşına haksızlık ederek kabalık yaptığını düşünüyor. Bunun farkına o anda varamasa da evde düşünmeye fırsat bularak o gün o arkadaşına yaptığı şeyin ve söylediği sözlerin hiç de uygun olmadığının farkına varıyor.

Ertesi gün arkadaşının yanına giderek başka arkadaşları olduğu halde, “Arkadaşım, sana bir şey söylemek istiyorum, bana müsaade eder misin? Dün tartıştığımız konuda sana haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Üstelik kaba da davrandım. Senden özür dilerim.” diyor ve işte olanlar oluyor.

Özür dilediği arkadaşı ona daha cevap verme fırsatı bulamadan yanlarında olan ve olayla hiçbir alakaları olmayan diğer çocuklar özür dileyen gencimize dönerek, “Oğlum sen ne biçim bir adamsın, KARI GİBİ özür diliyorsun.” diyerek gencimizin tüm inançlarını, insan ilişkileri ve insanlık adına tüm öğrendiklerini altüst eden bir tavır sergiliyorlar.

Sevgili okurlar, bizler yetiştiriyoruz bu iki gencimizi de. Çocuklarımıza nezaketin sadece kadınlara yakışmadığını, davranışların cinsiyetle hiçbir ilgisi olmadığını, özür dilemenin her insana yakışacağını, hata yapmak kadar hatadan dönerek özür dilemenin doğal olduğunu bizler öğreteceğiz genç kuşağımıza, evlatlarımıza.

Bizler çocuklarımız için hep endişe içerisindeyiz. Gerekli gereksiz endişeleniriz çocuklarımız için. Acaba üşür mü? Acaba aç mı? Acaba yorgun mu? Bu acabaları daha da arttırabiliriz. Aslında bu çok normal ama endişeleneceksek “Acaba birisine kaba davranıyor mu? Acaba kavga çıkartır mı? Acaba arkadaşına şiddet uyguluyor mu? Acaba büyüklerine saygısızlık ediyor mu? Acaba yardımsever mi? Acaba elindekini paylaşıyor mu?” gibi konularda endişelenelim.

Çocuklarımız çevrelerinde sevilen, sayılan bireyler olurlarsa onlar için endişeleneceğimiz hiçbir şey kalmayacak. Bundan emin olun lütfen. Bizler çocuklarımıza sorumluluk vererek ev işlerinde yardım istemenin, selamlaşmanın ve hal hatır sormanın önemini bildirerek tanıyalım tanımayalım selamlaşmanın, yardım etmenin, rica etmenin ve özür dilemenin erdeminden bahsederek bu davranışların toplumda daima kabul bulan davranışlar olduğunu söylemeliyiz.

Anneler, çocuklarını evden uğurlarken, “akıllı ol” derlermiş. Bence bu söylemden bir an önce vazgeçip, “Evladım şimdi evden çıkıyorsun. Öncelikle kendi emniyetini sağla. Küçüklerini koru, büyüklerine saygılı davran, sokakta yardıma muhtaç birisini gördüğünde ona yardım elini uzat. Kimsenin hakkını yeme. Bir şeye ulaşmak için önceliğin sıraya girmek olsun. Yüzünden gülücüğü, kalbinden sevgiyi eksik etme” demeye başlamalıyız.

Toplumsal birliktelik ve düzen ancak annelerin düzgün yetiştirdiği evlatlar sayesinde olacaktır. Düzgün yetiştirdiğimiz her çocuk bizlere hayır duası olarak geri dönüş sağlar.

Sağlık, mutluluk ve saygılarımla…