KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

Ramazan günlerini bir yerel seçim sürecinde geçirdik. Çok şükür ki insanlarımız birbirine karşı kırıcı olmadılar ve yerel seçimi olaysız bir şekilde arkada bıraktık. Bazı muhtarlar değişti bazıları ise yerinde kaldı. Meclis üyelerinden bazıları gitti, bazıları ara vermeden yeniden seçildi. Gidenlere yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür etmek bizlerin borcu. Yeni gelenlere de başarı dilemek erdemliliğini göstermeliyiz.

Bu sürecin barış ve dostluk içinde geçmesinin bir sebebi de Ramazan olmuştur. İnsanlar kalp kırmadan, birbirlerine karşı saygılı ve titiz davranmışlardır. Çünkü Ramazan günleri diğer günlere nispetle, düzenle, özenle, huzurla ve ibadetle yaşanılan bir aydır. İnanmış insanlar Allah'ın rızası için bu ayda daha çok dua ederler. Allah'tan yardım bekler, rızasını ister, vefat eden büyükleri için kalkar elleri. Hatta sadece kendileri için iyilik ve güzellik dilemezler, bütün İslam alemi için bu dilekte bulunurlar. Kötü alışkanlıkları silip atmak ve uzak durmak isterler hatta yaparlar da. Her ne kadar bazı siyasiler bu ayda biraz yalandan nemalanmak istemişse de gerçek Müslüman yalandan ve haramdan uzak durur. Hele de bu ayda.

Şükür ayıdır Ramazan. Ramazan Bayramı ise bütün dargınların barış ayıdır. Seçim sürecinde gönül kıranlar, dargın düşenler bu ay hürmetine barışmalı ve kucaklaşmalı. Artık seçim geçti. Kırgınlığın yerini sevgi almalı.

Bayram geldi. Her el bir yetimin başını okşamalı. İnsanlar büyüklere sevgilerini ve küçüklere saygılarını göstermeli ve hastalara şifa dilemeli, ziyaret etmeli. Bizlerden beklenen Ramazan ayı içerisindeki düzgün hayatımızı Ramazan sonrası da devam ettirmektir. Hani “Hamdım, piştim, yandım.” diyen Mevlânâ, “Muhabbet ve merhamet insanlığın, hiddet ve şehvet de hayvanlığın sıfatıdır.” diyor ya. Seçim sürecinde hiddetimiz artmışsa artık Ramazan Bayramı bu hiddetten uzak durmalıyız. “Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, cehennem ateşinin aslı oldun gitti.”

Dinî ve millî bayramlar bizlere herkesin bakmadığı yönden dünyaya bakmayı öğretir. Kötü huyları bırakmak gerekir. Kötü huy kılavuzumuz olursa uçurumlar, ateşler bizler içindir.  İyi insan olmayı ve münafıklıktan uzak durmayı anlatır bize bayram günleri. Hiç olmazsa güzel sözler kullanın bayram günlerinde. Yine Mevlânâ der ki: “Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?”

Hatta güzel dil kullanan kazanıyor. Bakın bu yerel seçimde bunun güzel örneklerini gördük. Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar kazanıyor. Buna da biz sevgi, birlik, muhabbet diyoruz.

Şu söz sanki bazı insanların siyasal düşüncesine yansıyor. Örneklerini Ankara adaylarında gördük. Tabi yine söyleyen Mevlânâ: “Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar.” Aklın yoksa yandın. Kalbin yoksa zaten yoksun.

Yarın Ramazan Bayramı ya istedim ki şöyle bir bayram sohbeti edelim. Ayrıca dost ve arkadaşlarımın Ramazan Bayramlarını en erkenden kutlayan ben olayım. Bu bayram hürmetine sakın ha sakın zengin yoksulu, genç yaşlıyı, şehirli köylüyü, kazanan kaybedeni hor görmesin. Hepimiz insanız ve asla şaşı bakmamalıyız bu bayram birbirimize. Kötü huylarımızı terk edelim.

Her tarafta renk renk çiçekler. Baharda bayramlar güzel geçmeli. Bırakalım düne ait kötü şeyleri. Çiçekler açsın bahçelerimizde. Bu atlas kubbe altında dostça yaşayalım, ele ele tutuşalım. Temiz dostluklar edinelim.  Bahar çiçekleri gibi sevgiye aksın gönlümüz. “Dikende gül bitiren, bak kışı da bahara çeviriyormuş.”

O zaman son sözümüz şöyle olsun. Ama gönülden siz dostlara ve arkadaşlarıma gelsin. Ramazan Bayramınız bir daha kutlu olsun. Keder sizlerden uzak dursun. Sevinç içinde geçsin Ramazan Bayramınız; Çiçek kokusunda ve şeker tadında.