AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
Trabzon iline gelen yabancı turist sayısı rekorlar kırıyor lakin Akçaabat bu işten payını alamadı.
Nasıl alsın ki? Nereye elinizi atsanız bir kurumun sorunu çıkıyor. Yaylalara el attırılmıyor, mesire alanları rezil şekilde bırakılıyor sonra da bunun adına koruma diyorlar. Örneğini Kayabaşı Yaylası’nda gidin görün. Bir ihale şartnamesi hazırlıyor ki kendileri bile alıp yapamaz. O derece.
İhale demişken hepimizin gözü aydın. Adalet Sarayı’nın 5. kez ihalesi yapılıyor. Yani umut ediyoruz ki 2030’a kadar nur topu gibi bir adliyemiz olsun.
Gidenler şükrediyor, gelenler de ne yapacağını bilemiyor. Ama geçtiğimiz ay oraya gazete ekibiyle gidip biraz fasulye ve yeşillik hasadı yaptığımızı yazmıştım. Çok iyi olmamış ama yine de birkaç vatandaşın işine yarıyor yani. Fasulyenin kilosu 80 lirayı buldu. Bu da bir bakıma gelir kapısı. Her vatandaş sahil kenarında siyasi gücünü kullanıp minicik yerini dönüme çeviremiyor ya. O da nasiplensin devletin malından.
Emniyet için hiçbir şey sormayın zira inanın ben de bilmiyorum. Zaten Akçaabat’ta Emniyet binasına da gerek yok. Nasılsa buraya İl Emniyet Müdürü polis de vermiyor. Oldu olacak kapatalım dükkânı. Çok zarar ediyor her hal.
Birde yeni ama konusu eski güney çevre yolu meselesi var. 7. kez yazıyorum bu konuyla ilgili. Çoğu gözü görmez aklı almazlar okumamıştır; buradan bir kez daha okusunlar. Ne projesini biliyoruz ne ihalesini biliyoruz. Ne geçeceği güzergahı tam biliyoruz ne de yapılacak tüneli ya da viyadüğü. Bu nasıl iştir arkadaş.
Düşünün yapılırsa mega projeler arasında yerini alacak olan projenin adından başka hiçbir şeyi bilmiyor ne belediye ne de ilgili bakanlık.
İstihbarat raporu gibi gizli tutuluyor. Kimse bilmesin, kimse görmesin.
Bu konuyu konuştuğum birkaç yetkili “e açılışta görmedin mi projeyi” diyor. Gördüğümüz Google haritalardan çizilmiş bir şema.
Biri çıkıp bu yol için en azından bir konferans versin. Belediye de kendini bu konuda taca atmazsın. Başkanın her defasında müjde olarak verdiği bu yolun her metresini onun ilçesinde yaşayanların bilmesi hakkıdır.
Yapılanları anlatan dergiler ve reklamlar yapılıyor. Bakıyorsunuz ki bakanlığın yaptığı projeler. Soruyorsun. Cevaben şöyle deniyor: Ha biz ha bakanlık. E peki sorunların sahibi kim?
Yolun yıkılması TİSKİ’nin, sokağın kapanması doğalgaz firmasının, köprünün tamamlanmaması DSİ’nin, asfaltın olmayışı Karayollarının, üst mahallelerinin yolları ve bakımı Büyükşehrin…. Sayda git. Sorunsuz her şey belediyenin. Olmaz, olmuyor. Bu zihniyet şehirde sadece billboard doldurur.
Yani diyeceğim o ki bu vatandaş bunları bilmek ister. Yapılanların sorunsuz gidenlerin değil sorunlu olanların canını acıtacağını bilir ya da öyle düşünür. Bunlara cevabı olsun artık yetkili, etkili ve de bilgili kurumların...
İyi haftalarınız olsun...
