KÖŞE BUCAK
Mehmet Salih KÖSE
Eğitim Uzmanı
YİTİK YILLAR
Bir yıl arkada kaldı. Sana uğurlar olsun giden yıl. Geldin çizdin, üzdün, aldın gidiyorsun. An geldi aydınlıktın, an geldi karanlığa büründün. Bazı insanların dünyasını yıktın, bazılarına güldün.
Haber vereyim sana buradan, pek de sevilmedin. Hatta bazılarımız se ‘yitik yıl’ olarak adlandırdı. Yani seni de ‘yitik yıllar” listesine ekledik. Çünkü tünemiştin pahalılık üzerine. Arkanda çokça yıkıntılar bıraktın da öyle gittin.
Haksızlık mı ediyoruz sana? Hiç sanmam. Bir kere kardeşliği, sevgiyi ve dostluğu mezara gömdün. Hep şahsi çıkarlar üzerine bir başka sevimsiz dünya kurdun. Çoğu yerde doğa can çekişti talanından. Kederli koydun yanan ormanlarda kuşları, böcekleri. Aldanışları baş köşeye oturtun. Yoksulluğu unutturdun. Daha çok kadına şiddet ile gündeme oturdun. Lekesiz aydınlığa, karanlıkları tercih ettin. Hatta bir ‘VAR’ ile futbolun da içine ettin. Rüşvet ile Katar'a bir dünya kupası organize etmeyi de hediye ettin. Liglerimizi soğuttun.
Kardeşi kardeşe düşman ettin. Çocukları yaşlıları hasta ettin. Öldürdün. Hâlâ televizyonlarda sapık adamlar, aynı tipler, siyasi kavgalar ve kirli bir dil. Şehirlerde gürültü kirliliği, korna ile yolcu toplama, ayakta yolculuk. Hafif raylı sistem gelirse ‘dolmuşçu ne yapar’ endişesi. Sanatsal etkinlikleri görmezden gelen bazı tipler. Fırsat bulsa silip süpürecek karanlık tipler. Laf cambazları. Fırsat kollayanlar, yalancı somun pehlivanları. Yitik yılların korsanları, akrepleri. Mazileri karanlık tipler. Kırık ayna soytarıları. Bukalemunlar. Garip tipler. Senin içinden geçti, bu tip insanlar, geçmiş yıllar. Mazin derin. Çoğu insan bilmez bile. Merak edenler bu coğrafyanın çocuğu Osman Baş'a soracak. Belki de yeni kitabında az da olsa bu tiplerden bahsedecek. Kitap basılınca okuruz beraber.
İsteklerin hep gölgeli, düşüncelerin dağınıktı. Bu sebeple yitik yıllar. İnsanlar kuşku ile baktı sana. İnsanlar sevgi ile ıslanmış gözleri aradı durdu sende. Masalımsı olmasa da güzel hikayeler bekledi senden insanlar. Sen dost gözlere hep yaş yağdırdın. Kısır dünyanın çıkar kavgasına kadınları ve çocukları öldürttün.
Şimdi yorgun bir rüzgâr gibi salınarak gidiyorsun. Yitik yılların ışığı yetmiyor insanlığa. Sadece bize kalan güzel anıların doyumsuzluğuna sığınmak. Yitik yıllar acaba neden bizden bir teşekkür bekler durursun? Verdiğini zannettiğin mutluluğu al da git, senin olsun. Artık bizi yeni yıla bırak.
Yeni yıl geldi. Yitik yılları unutup, erişilmez isteklerle karşılıyoruz bu yılı. Çünkü bu yılın diğer adı Cumhuriyet' ve yüzüncü yılı... Yine dünya dönecek, İnsanlar doğacak ve ölecek. Çabalarımızın tümü dünya barışı ve sevgi için olacak. Belki de yürekten söylenecek en güzel mutluluk şarkılar. Şikayetler bitecek. Başlamayacak pazarlarda pahalı satış, karaborsa, değişen fiyat etiketleri, kör dövüşü. Nasırlı ellerin dertleri bitecek. Hiç susuz çiçek ve ağaç kalmayacak. Çocuklar oyunla öğrenecek. Gençlik araştıracak, üretecek, dağların üzerini örten sisleri kaldıracak. Özlemini çektikleri güzel günler gelecek. Bıkıp usanmadan bilim için araştıracak ve bulacak. Yokluğun koyu karanlığı silinecek, bir lokma ekmek için insan insanı öldürmeyecek. Kardeşi kardeşe düşüren sinsi oyunlar oynanmayacak. Haysiyetli aydınlar üniversite kürsülerinde bilim peşinde koşacak. Güneşe köprü kurulmayacaksa da raylı sistemle şehirler birbirine bağlanacak, dolmuş çilesi ve ulaşım sorunu son bulacak. Pınarlar en berrak suları ile besleyecek insanları, bitkileri ve hayvanları. Hor görülmeyecek ağaçlar. Kökleri zamanın derinliklerine doğru akıp gidecek. Bahar gelince odalara dolacak bahar kokuları. Öyle bir kentleşme olacak ki güneş ışınları pencerelerden serbestçe girecek. Gelişigüzel yapılaşmalara izin verilmeyecek. Her yapı planlanırken kul hakkı denilerek çevreye uyumlu yapılacak. Binalar arasında denge olacak. Bahçesiz, çiçeksiz, ağaçsız ev olmayacak. Kesilmeyecek tarihi zeytin ağaçları, defneler, mimozalar. Camiler, mescitler, okullar bahçe içinde olacak. Denizde kayıklar mehtapta salınacak. Tutulmayacak küçücük balıklar. Sahiller korunacak. Rant için parsel parsel paylaşılmayacak. Çöpler ve verimli toprak denize dökülmeyecek. Bu yıla ‘Aşık Veysel Yılı’ denildi üstelik. O ozan toprağı çapaladı ve toprak ona ne istediyse verdi.
İnsan biliyor; yitik yıllar geçti gitti. Yeni yılda güzellikler olsun istiyor. Baharı da yazı da kışı da güzel olsun. Tüm bakışlar dostça görsün. Çöpe atılsın ayıpların en güzeli. Dağılsın evrende mutsuzluğun kara bulutları.
Benim bu haftaki dileğim tüm okuyanlara mor dağların güzel kokulu zambaklarını göndermek. Umduğum gibi geçerse yeni yıl, veda ederken bu yıla belki veririm. Kimbilir belki bana ve sizlere bu fırsatı tanır bu yıl...
Yeni yıl geldi. Geride kaldı yitik yıllar. Ben bu hafta düşüncelerimin ışığında sizlere bırakıyorum güneşi ve ayı; aydınlık günlerde yaşayın diye. Bana sadece bir yıldızın ışığı yeter. Her torun yeni bir ışık.
Öyleyse artık yitik yıllara elveda. Yeni yılın ve Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının başlangıç günlerinde, beynine güzellikleri ve sevgiyi çivile. Hiçbir şey yapamıyorsan, en saf ve en berrak suyu içtiğin dudaklarınla, iyi bir yıl olsun diye dua et Allah'a. Yitik yıllar sanki öç aldı senden, benden ve tüm insanlıktan. Bir daha aynı tuzağa düşmemek için, kim olursa olsun hiç kimseye sevginin köklerini söktürme. Belki küskünsün, belki kırgın ama her zaman gönlünde bir umut olsun. Hüznünü ve kaybettiklerini sevginle arıt. Umutlarını sergile. Güçlü adımlar at. Dostça ve kardeşçe sev.
Yeni yılda güzel şeyler olsun istiyorum.
Artık günlük ve güneşlik bir hava demiyorum. Susuzluk başladı. Karlar düşsün toprağa. Biz Nilüfer'den o şarkıyı yine dinleriz. Hepinize kardan adamlı ve kar topu oynanan sağlıklı bir hafta dilerim.