Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 11.01.2022 11:27

YALNIZ DÜŞÜNMELER

Facebook Twitter Linked-in

KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

 

YALNIZ DÜŞÜNMELER

On beş yirmi gün öznem olmuş bir virüs; hasta halimle yine kafamın içinde düşünceler. Kollar kaslar halsiz ama değişmeyen beynin içindeki düşünceler. Ama beden hasta da olsa kalbim hala temiz sularda yüzmekte. Yağmur, kar, sis, bulut ve güneş yalnız odanda olsan da rüyalarına girmekte. Ne kadar zordur nereden geldiği belli olmayan bir virüsün insan vücuduna girmesi. Hele de bu virüse tüm sınırlar açık, kendisi kaçık bir evrensel virüs olursa; uzak kalır sağlık ve mutluluk. Hani derler ya "kar sıcakta sıvıdır; kış gelince buzlanır", işte böyledir sağlık ve hastalık insan bedeninde. İki mavi arasında uyursun yorgun bedeninle ama kafanın içinde yine o yalnız düşünceler.

 Öznemin hastalık olduğu o günlerde beynimden geldi bazı düşünceler. Önce içinde doğduğum mahallemi düşündüm. Pembe simetrik sıralanmış beyaz evleri. Daracık yollar; yol kenarlarında mis kokulu çiçekler. Sokak aralarında dostluklar, sevgiler, sohbetler. Korkusuzca bir yaşam yılları. Baktım geride kalmış. Yollar korkak, kadına şiddet ve korku dolu geceler mahallemi sarmış. Sadece içimden bir inilti gibi çıkan cılız bir ses: “Eyvah, eyvah, eyvah...” Neye yarıyor ki şimdi vahlanmalar? İnsana küskün bir mahalle, sahipsiz çiçekler ve solgun yapraklar. Nefret, korku ve kin hangi damardan beslenmiş? Bizler farkında olmadan. Şimdi zaman geçmiş vur başını taşlara, vurabilirsen. Çoktan yaban eller yaban otlarla büyümüş. Her sokak başında eşkıya, her caddede bir cani. Denizde dalgaların sözü geçer biliyoruz da o sokaklarda kimin sözü geçiyor artık? Sanki hukuk fantazi. Şeytan kulağına kurşun kentimde şiddet, ölüm taciz galiba biraz arttı. İsler puslar o kadar hovarda ki kestiler ışıkları. Korku geliyor adım adım. Nasıl hür dolaşsın çiçek çiçek kelebekler. Kem gözler kadın bedenine çevrilmiş. Kötülük, pislik bir kenti ele geçirmişse nasıl şarkı söyleyerek dolaşsın çocuklar ve kadınlar? Hele gece karanlığında başlar korkulu eve dönüş.  Bilhassa da çalışan kadınlarda karanlık basınca başlar böyle duygular.

 Bir de kent estetiği var. Kenti güzel kılan. Ama baktım bugün Kaymakamlık ek binasına. Yeni yapılmış. Bahçesinde selvi tipi ağaçlar dikilmiş. Hani mimoza, bu kentin sembolü zeytin. Baharda portakal çiçekleri açsın kim istemez. Neden bir kara yemiş, bir elma armut, mandalina ağacı akla gelmez. Düşündüm böyle delice. Bir de baktım yan tarafta yeni yapılmış pırıl pırıl bir kütüphane. Binası tescilli ama yanına konulmuş demirden bir trafo. Aklıma geldi: “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Korumaya alınmış bir bina hemen yanında demir yığını trafo. Diller neden suskun. O trafo oradan kalkmalı, kent estetiğini bozuyor. Burada iş düşüyor Osman başkana. Kent estetiğinden o sorumlu. O binayı yapan ve yaptırtan zaman gelecek çekip gidecekler. Ama biz yaşadığımız müddetçe bu şehrin içindeyiz.

 Bir çift sözümüz de Aksa'ya. Evet doğalgaz bu şehre geç de olsa geliyor. Getirenlere teşekkürler. Ama Aksa işini doğru yapmalı. Açtığı sokakları çamur deryası içinde bırakmamalı. Hemen en modern şekilde yapıp halkın hizmetine açmalı. Bu şehrin bir adı da "turizm" şehri. Köftesi var, horonu var, denizi var, yaylası var.

Gelelim asıl iki büyük soruna. Eskiden sokaklara atılan sigara izmaritleri vardı. Şimdi yanına eklendi kullanılmış maskeler. Ayıp oluyor beyler yere maske atmak, tükürmek ve kirletmek. Maskeni sokağa atma sakla ya çöpe at veya git evde yak. Yakışmıyor biz insanlara. Her şeyi de belediyeden bekleme. İnsan olduğunu düşün.

 Bir de aklıma geldi insanların yalan söylemesi. Sanki bu toplumsal bir hastalık. Toplumu sarmış yalan çığlıkları. Derler ki insan kalbinde ne kadar yalan varsa, dilinde de o kadar yalan vardır. Yalancının sevgisi olmaz. Sözüne de güvenilmez. Eğer biliyorsan yalancıyla da arkadaşlık etme. Yalan “sözün gerçekle çelişmesi” değil mi? Yaratan insanı gerçekleri görsün diye yaratmamış mı? O zaman "yalan" niye?

Amaç akılları çelmek. Amaç yanlışı doğrunun önüne koyma. Yalan dürüstlük taslayarak da söylenir, dini istismar ederek de söylenir. Bu hastalık sürecinde TV'lerde insanlar yalanına Allah'ı da şahit tutuyorlar. Yeminler, dualar. Amaç izleyeni ve karşısındaki kişileri kandırmak.

 Yalan kötülüklerin başıdır. Çirkinliktir. Yalancı şahitlikler rezilliktir. Yalan ahlaksızlığın en büyüğüdür. Düşünüyorum yalnız kaldığım bu günlerde ne çok iki yüzlü insan tanımışım meğer. Dili başka, kalbi başka insanlar. Gurur sahibi, kendini olduğundan farklı gösteren. Yalancı hiç düşünmez mi günahkârım diye? Yalancılar laf taşımayı çok severler. Genelde dalkavukturlar. Bu tiplerin gözünde yalan artık sıradan bir şey haline gelmiştir.

Düşündüm bu sıralar. Acıdım dürüst kimseleri. Bu kadar yalancının olduğu bir dünyada yaşamaları çok zor. Çünkü gelen giden aldatır. Bu dünyada cahil artık sır saklamıyor; alimler ise her sözü çarpıtıyor. Gece televizyonlarda tartışanlara bakın. Tüccar malına zam yapıyor ürününe hile katıyor. İşte süt ve et ürünleri ve gıdalar. Yalan yere yemin eden insan sayısı çok. Gazeteciler ve politikacılar bile çok çok yalan söylüyor.

 Bunları düşündüm hasta günlerimde. Düşündükçe de hastalığımı unuttum. Gözüme uyku girmedi zaman zaman.

Şimdi iyiyim. Ellerim yüreğimin üzerinde. Şükrediyorum Yaratan'a. Özledim yalansız güzel dostları. Bu hafta ayaktayım. Bugün sokakta. Acıdır, hastalıklı yalnız günler. Hepinizin evinde ve sokağında sağlıklı aydınlıklar olsun isterim. Sakın kızmayın çökmüş içime bu öznesi hastalık olan günlerde böyle düşünceler. Güzel bir kent ve yalansız bir dünya isterim. Üç nedenle yayılıyor bu hastalık. Uymalıyız hijyen, maske ve fiziki mesafe. Bir başka bahara kalsın maçlar, tiyatrolar, sinemalar. Dostluğu ve sevgiyi güzel estetik kentlerde yalansız kalplerde büyütün. Aşı olun, körlüğü kovun, at gözlüğü ile olaylara bakmayın. Düşünce havuzunda yoğurun. Bazı insanlar tedirgin, bazı insanlar da duyarsızlıklarından dolayı suçlu. Hastalığı ve nefreti kovun. Sağlık ve sevgiyi büyütün. Dikkat etmezsen hastalığa yakalanırsın. Sağlık ve selam hepinize.

 

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —