KAYMAKAMLIK, TARIM, BELEDİYE NERESİ?
Akçaabat’ta tarımla ilgili bir yetkin yere gitmeye karar verdim. Lakin devletin atadığı adamların nerdeyse tamamı parlak ayakkabı giymekten, takım elbise ve kolalı bayrakları ardına almaktan başka işe yaramadığı ve yaramayacağı için vaz geçtim. Buradan dilimiz döndüğünce yazacağım artık.
Şehir merkezinde doğalgaz çalışmalarının ardında bıraktığı tarlada ne üretilebilir? Bana yardımcı olursanız sevinirim.
Geçtiğimiz hafta Akçaabat merkezde yer alan patates tarlasında iki kez arabamın lastiği kesildi. Bir kez çivi girdi. Bu hafta sonunda bir kez daha çivi girmesiyle sanırım rekor bende.
Beni artık en çok seven kesim oto tamircileri ve lastikçiler. Zira arabam da benim gibi eski. Eee yol da olmayınca adres belli oluyor sanayide: Taner Yavruoğlu... Sağ olsun kardeşi Şafak Yavruoğlu’yla birlikte ellerinden geleni yapıyorlar. Bir defasında “Yeni araba alayım mı?” sorusu üzerine Taner bana “Benim kazancım bana yetiyor fazlası beni şımartır.” diyerek Akçaabat’ın yol sorunu üzerine nüktesini yapıverdi.
Sorun Akçaabat gibi koca bir şehrin siyasi anlamda çaresiz, yalnız ve kimsesiz kalmasıdır. Akçaabat’ta iş yapan doğalgaz firması ne olduğunu anlamadığımız bir şekilde şantiye alanını bırakıp gitti. Nereye gittiğinden, nasıl gittiğinden, neden gittiğinden de kimsenin haberi yok.
Akçaabat’ta eskiden böyle şeyler olsa kıyamet kopardı. Bakıyorum iktidarı ve muhalefetiyle kimseciklerden ses seda gelmiyor.
Siyasi parti temsilcilerinin nerdeyse her akşam bir programda bir araya geldikleri kadar halk meclislerinde bir araya gelseler sanırım iş biraz daha ciddiye binecek.
Allah bu millete sabırlar versin.
Gelelim şu emrin büyük yerden gelip halkın terörist ilan edildiği yayla evleri meselesine. Sayın Kaymakam bu konuyla ilgili ne düşünüyor? Simba göleti çalışmalarına gittim, inceledim, yerinde videolar çektim. Sayın Tarım Müdürü ne düşünüyor? Yapılanlar hukuka uygun mu? Mera Kanunu gereği çevre korundu mu? Korunmadığı aşikâr da kaç jandarmayla çıkıldı oraya, ne gibi işlemler tesis edildi?
Üç beş vatandaşın karşısında devletin kolluğuyla çıkıp onu yerlerde süründürmek, siyasi tercihlerinden fişledikleri kişilerin üzerine gitmek ne kadar adil ve hukuki, ne kadar ahlaki ve vicdani olaydır? Bu yapılan usulsüzlükler karşısında ne gibi bir işlem tesis ettiniz?
Siyaset geçici fakat yapılan kötülüğün anısı bakidir.
Üç beş rantçıya peşkeş çekilecek diye ormanların talan edilişini yazmıyorum bile.
Merak eden Karaorman denen mevkiye gidip nasıl kıyım yapıldığını görsün çıplak gözleriyle.
Hülasası bu ilçede yolunda gitmeyen şeyler var var. Ve bu satırları okuyan sen bu yolunda gitmeyen şeyler için sesini çıkarmayansın.
Gerisi de zaten bu şekilde geliyor.
Üst satırlardaki soruların cevaplarını İlçe Tarım Müdürü’nden, amiri olan Kaymakam’dan ve bu şehrin sahibi olan Osman Nuri Ekim Bey’den acilen beklemekteyim...
Esen kalın...