DOSTANE
Az da olsa hepimize hayırlı olsun. Zira bu pandemi sürecinde alınan yasaklamalar yavaş yavaş kaldırılıyor. Geçtiğimiz hafta neredeyse iki ayın ardından 65 yaş üstü yurttaşlarımızı için sokağa çıkma yasağı 4 saat de olsa kaldırdı. İnsanlar dolaştılar, 4 saat de olsa özgürlüğün tadını çıkardılar.
Elbette işi siyasete dökmek değil lakin basit suçlamalarla yıllarca ceza evinde tutuklu kalan gazeteciler, şairler, devlet adamları, yurttaşlar geldi aklıma nedense. Onlara sürekli kızanların iki ay evlerinden dışarıya çıkış heyecanlarını gözlemedikçe özgürlüğün ne kadar kıymetli şey olduğunu bir kez daha anlamıştır genci yaşlısı.
Efendim bu sürecin sonuna doğru geliyoruz. Son derken elbette o son süreç de bayağı uzun olacak gibi duruyor. Lakin kolluk kuvvetlerinin özverili duruşunu da takdir etmemek mümkün değil. Akçaabat’ın jandarma bölgesinde geçirdim çoğu yasak sürecini. Hoş gazeteci oluşumdan ötürü bana herhangi bir kısıtlama gelmedi ama işim yoktu ve çıkmadım.
İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin özverili çalışmaları takdire şayan desem yerinde bir değerlendirme olur. Elbette bunu Akçaabat dostu olduğu, yeri özümsemiş, birçok kıymetli dostluklar kurmuş, devletle yurttaş arasındaki bağı güçlendirmeyi amaçlamış askeri bir bürokratımız var: Binbaşı Mustafa Selçuk.
Göreve geldiğinden bu yana güler yüzü ve samimiyetinden ötürü bizleri o eski soğuk olan süreçlerden sıcak iklime doğru yönlendirdi. Bize askeri sevdirdi. Askeri ve polisi seven bir milletiz lakin bazen soğukluklar girerdi araya ama bu dönem hiç olmadı desem yeridir. Onca operasyona imza attı. Narkotiğinden diğer kaçakçılık faaliyetlerine. Bürokratlar gibi öne de atılmadı hani. Bunu o kadar yıl sonra yazıyorum. Aynı şekilde personel de bu hassasiyetle yaklaşım sergiliyor. Pazarcık Karakolu’ndan yasağın olduğu günlerden 100. ulusal egemenlik günümüzü kapımıza kadar gelip kutlayan, evdeki çocuk sayısı kadar çikolata ikram eden bir sıcaklıktan bahsediyorum. Vallahi helal olsun. Ezcümle Akçaabat İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mustafa Selçuk ve personeline şükranlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Umut ederim nice uzun yıllar birlikte oluruz.
Efendim son olarak biraz Belediye Başkanımız Osman Nuri Ekim Beyefendi’den bahsedip kameti bağlayacağım.
Sayın başkan, Kıymetli dostum. Sana bu satırları hayıflanarak yazmıyorum lakin senden önceki belediye başkanını dostane nasıl uyarıyorsam seni de uyarıyorum. Koltuğa oturalı daha 1 yıl oldu. Allah sana sabırla ve güzel projelerle getireceğin 3 yıl daha nasip etsin..
Lakin itirazım şu; devletin yaptığını belediye yapıyor diye göstermeye çalışman. Şık durmuyor. Millet Bahçesi’nin kontrolü sende olabilir lakin orayı TOKİ yapıyor belediye değil. Önüne geçip belediyemiz vızır vızır çalışıyor demen doğru değil.
İkinci husus eski adıyla TEDAŞ yenisi AKSA. Onun yapmış olduğu çalışmaları da sen ve belediye yapıyormuş gibi göstermen de doğru değil. Bunlara senin ihtiyacın artık yok.
Geçmişte olan yanlışları tekrara düşmek seni yüceltmeyeceği gibi tepki de doğuracaktır. Hoş bir Kadınlar Pazarı projen var sahip çık. Bir teleferik projen var sahip çık. Akçaabat’ta yok lütfen buna el at, bir marina projesi yap ve sahip çık. Lakin başkalarının yaptığı işi ben yapıyorum deme. Sana ve duruşuna uymuyor bunlar.
Umut ederim bu dostane yaklaşımım sende karşılık bulur. Zira sizden öncekilerin duyacak kulağı doğruyu söyleyecek dili buğuz etmekten donan kalpleri vardı.
Kalın sağlıcakla