DÜŞÜNMEK VE UYGULAMAK
Hayat düşündüklerimizi değil, yaptıklarımızı kayıt eder. Düşüncelerimiz eyleme geçmedikten sonra sadece beyin denilen bilgi sandığında, gönül denilen çeyiz sandığında kilitli kalır. Alır okuruz zaman zaman. Ne sana yarar ne de çevrene.
Gerçek şu an yaptıklarımızdır. Geçmişi eleştiriyorsak biz şu an ne yapıyoruz? Çuvaldızları ve iğneyi kime, kimlere batırıyoruz? Yoksa ne yaparsa yapsınlar, söylesinler sızlasınlar böyle gelmiş böyle gidecek mi sanıyoruz. Mutlu yarınlar için hangi adımları atıyoruz? Eserimiz ne olacak nasıl planlıyoruz?
Burada şu akla geliyor. İnsan ne istediğini bilecek. Toplum senden, sizlerden neler bekliyor görülecek. Galiba çoğumuz ne istediğimizi bilmiyoruz. Esen rüzgâra karşı yelken açmış gidiyoruz. Hatta bu gidiş o kadar hoşumuza gitmiş ki ne aşağı, ne yukarı ne sağa ne de sola bakıyoruz. Çoğu kez de öfkelerimize yeniliyoruz. Paranın, pulun, şanın şöhretin peşinden koşuyoruz. Yanlışlıkları görmüyor, yanlış yapanlara hesap sormuyor veya sordurmuyoruz. Acıların merhemi olmuyor, acının sebeplerini gün yüzüne çıkarmıyoruz. Belki de çekilen acıların bir nevi intikamını almaya çalışıyoruz. Geçmişe takılıp duruyoruz. İlerlemiyoruz, yenilikler yapamıyoruz. Rutin bir hayat sürüyoruz.
Hayat bir satranç tahtasına benzer. Yapılan yanlış hamle sonradan geri alınmaz. O orada bitmiştir. Daha sonra dokunacağın her taş seni yeni ufuklara taşır. Yanlış hamle ise sonunu hazırlar. Yenilirsin, kaybedersin. Düzeltirim, doğruyu öğrenir ve yaparım diye asla zamana güvenme. Zaman dediğin bir su gibi çok çabuk akıp geçer. Senden beklenen doğru ve yerinde hamleler. Mağlup boksör yere yumruk yiyerek düşen boksör değildir. Mağlup boksör yere düştüğü halde kalkmasını beceremeyen veya kalkmak istemeyen sporcudur. Öyleyse ya galip geleceksin ya da zaman seni mağlup ilan edecek.
Yaşarken, yönetirken, denerken kararlı olmak ve vazgeçmemek gerekir. Yeni şeyler söyleme ve yapma zamanıdır. Kimin için? Bireyler ve toplum için.
Geçmişin tozlu, dumanlı, acı ve hatalı yollarında yürümek insanı başarıya götürmez. İyi örnekler yaşam yolumuzun sokak lambaları olacaktır. Bir maratoncu gibi elimize verilmiş meşaleyi yılmadan yorulmadan, korkmadan, çekinmeden zirveye taşıyacağız. İnsanlık için, toplum için bir Promete olamazsak bile, ona yakın olmaya çalışacağız. Çalışacağız ki bizi takip edenlerin yolu ışıklı, karınları tok, yüzleri mutlu, söylemleri güzel olsun.
Yanlış beraberinde yanlışı getirir. Acı ise acıya gebedir. Unutma acı acıyı asla tatlandırmaz. Bu sebeple ne acı içinde ol ne de yanlışlar peşinden koş.
Bunları söylerken asla şunu da kastetmiyorum. İşinizi bırakın geçmişle mücadele edin. Asla bunu yapma. Geçmişin muhasebesini yap ama mücadelesini bırak ki başarıya varasın. Dünün ile barışık ol ki ruhun huzur bulsun ve bugün yapılan yanlışlıklarla mücadele edebilesin. Yanında senin ile yola çıkanlara dikkat et. Yaptıkları işi aşk ile mi yapıyorlar yoksa başka senaryolar peşinde midir düşünceleri? Bu barış dün yapılan hataları affetmek anlamına gelmemelidir. Hukuk var. Adalet var. Varsa hata onlara bildir onlar çözsünler. Sen bugünü ve yarını planla ve uygula. Dünden vazgeçilmez ama düne de takılıp kalınmaz. Önemli olan, sana bana düşen bugündür, bugünün çözüm bekleyen sorunlarıdır. Duygunla ve mantığınla harekete geç. Asla birisinin veya birilerin esiri olma. Yarın yaptığın işlerle sen hesap vereceksin yalnız başına.
Fikir üret, iş yap, güzellik sun. Unutma toprak bereketli olmadıktan sonra gökyüzü istediğin kadar aydınlık olsun. Neye yarar çiçek açmadıktan, ağaç dal vermedikten, dalda ürün olmadıktan sonra? Çöl üzerinde medeniyet yaşamaz. Çöller gibi. Şehirler de böyle değil mi?
Mutlu ve huzurlu kentlerde duygu ve mantık kardeştir. Farklı söylemlerden, düşünceden güzellikler doğar. Ormansız yurt olmaz. Orman da aslansız, ceylansız hiç olmaz. Aslanın olduğu ormanda çakallar da susar; unutma.
Aşk olmadan meşk olmaz. Yaptığı işe âşık kişi imkânsızlıklar imkânlı hale getirir. Mesleğine âşık olan kişi dinamik kalır. Güçlüdür, farklıdır, özgündür. Sanatına âşık olan kişi zirveyi görür. Sporuna âşık olan kişi başarır.
Aşk insan için sonsuz bir güçtür. Bilgi ve mantık yaptığın işin tekniği ve kolaylığıdır. Mantık becerimizi aşk mesleğimizi geliştirir.
Bu sebeple ne yaparsan yap aşkla ve mantıkla yap. Bilhassa da kentlerimiz için, insanlarımız adına.
İnsan mutlu olur "iyi ki varsın" denildiğinde. Bilhassa da yönetenler. Baksan şu günlerde insanlar şifa niyetine hangi otlara sarılıyor. Toplumlar da böyle... Başaracak insanlar arıyor. Bu sebeple dilimize girdi "liyakat, kariyer" kelimeleri. Her küme yolunda olan takıma bir Yılmaz Vural misali. Ama Yılmaz Vural tek. Önemli olan Yılmaz Vurallar yetiştirmek. Hele de işiniz eğitimse. Sanat, estetik, hoşgörü, erdem ve bilgi, beceri. Dost,iyi kardeş...
Şimdi denilecek ki kimin için bu yazı. Herkes kendine göre yorumlasın ben de yaşadığım kente göre düşüneyim. İyi haftalar yolu sevgiden geçen herkese.