SADÂKATİN BEDELİ
Korkma Niyazi...
Niye korkuyorsun ki?
Senin doğduğun topraklara ait bir halk ezgisinde ataların şöyle demişti: “...Bahçeye ektim biber / On iki günde biter / Ne korkarsın kumadan / Sen gelirsin, o gider...”
Enikonu bir orta doğulusun. Ve kitabın bahsettiği üzere ‘azgın eşekler ülkesinde yaşıyorsun.’Bî-baht değilsin, semâdan dürr ü güher yağsa, senin bağına birkaç katresi düşer.’ Dolayısıyla koca tanrın, bir kapıyı kapatırsa, senin için diğerini açar. Yani seni aç ve açıkta bırakacak değildir. Ona güven, ama tedbiri de elden bırakma.
Dağıttığın ve rüzgârlara bıraktığın o dalgalı saçlarının bakımı için gerekli şampuanlar, edinebileceğin her yeni efendin ile birlikte emrine amâde hale getirilecektir. Onun için meyus olma Niyazi… Mevcût efendin veya istikbâlde edineceğin muhtemel efendilerin, dalgalı saçlarını arap sabununa zebûn eylemeyecektir. Bunu bil!
Efendin ve onun avânesiyle birlikte, hep beraber yani, tarih yazmaya devam ediniz. Ama tarih yazanlarla tarihi yapanların aynı zevat olmadığı iddia edilir durur. Sen öyle iddialarda bulunan meymenetsizlere ve müzevirlere kulak asma.
Efendinizin ‘açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğinize and içmiş’, ayrıca azm u cezm u kasem eylemiş bir orta doğulu olarak sen, birkaç patavatsızın önünüze çıkardığı engellere aldırmayacaksın, Niyazi.
Bak, Niyazi.
Aklın erer mi ermez mi, şiirden anlar mısın, anlamaz mısın, pek belli değil; ancak ismini duyduğunda çok da hazlanmayacağın dini imanı zayıf ve kutsal atalarınızın devr-i saadetinde yaşamış bir ozan(!) demişti ki:’ Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr ü bâl /
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim, / İnhinâ tavk-ı esâretten girândır boynuma; / Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.’
Yani, senin anlayabileceğin şekliyle demek istemişti ki:’Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. Kendi boşluk, kendi gök kubbemde kendim uçarım. Bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.’
Evet Niyazi.
Bu ozanın şiir yoluyla anlattıklarının pratik âlemde kimseye bir faydası yoktur. Ama sen, etrafında bulunan bakkala, manava, kayıkçıya, mahrukatçıya, boyacıya, sıvacıya, sahtiyancıya ozanın anlattığı gibi anlat.’Ben bir garip keloğlanım’ deme, zira rüzgârlara bıraktığın şampuanla rektifiye edilmiş ipeksi saçlarını görenler buna inanmazlar.’Eşeğimin yok palanı’ da deme. Sadece,’çalmadım’ de. Çünkü marabalığını yaptığın ağaların sana sadakatinin bedelini mutlaka fazlasıyla ödüyorlardır. Çalmana gerek kalmamıştır, haliyle.
Yalnız bu hususla ilgili olarak kitap der ki:’Kırk haramîlerle soyguna katılmadın, ama onlarla aynı sofraya oturup, birlikte ayş u işret ettiniz.’
Şimdi,
Yazı yazma vazifeni ifâ eylerken yazdığın yazılar, her daim epik türden olsun. Kahramanlık ve yiğitlik koksun. Ki hususî tayyareler ile uzak beldelere götürülesin, yedirilesin, içirilesin, kesene bol miktarda ulûfeler konula... Mes’ud ve bahtiyar olasın.
Lâkin dünya fânî. Zaman acımasız. Birgün ola ki edinimlerini kaybetmekle karşı karşıya kalırsın, kalabilirsin. O durumda mahzûn olup, elini böğrüne koyma. Muhtaç olduğun kudret, senin asil kaleminde mevcuttur. Rüzgârın yönüne göre kullan onu.
Efendilerin zaman içinde değişebilir. Önemli değildir bu değişim. Senin hitap şeklin her hal ve durumda aynı kalmalıdır Niyazi:’Emriniz olur efendimiz, emir buyurduğunuz gibi efendimiz, sünnet-i seniyyeniz üzre efendimiz, bu hakîr u fakîr kullarınız efendimiz, zî-şân u nişân efendimiz, devletlü, inâyetlü, atıfetlü, izzetlü, saadetlü efendimiz…’gibi.
Bu arada anadilini kullanmakta bazı sıkıntıların var gibi görünüyor. Yazılarında zaman zaman doğduğun dağ köyünde kullanılan ağza kaykıldığın anlaşılıyor. ’Yağdırırkan, burdaaakı, ben sağa ne diyüm,Sis Dağına gidiyüm..” değil Niyazi.
Düzeltmeye çalış!
Dikkat et!
Azgın eşekler ülkesinde yaptığın yazım yanlışları dolayısyla foyan meydana çıkmaz genellikle, ancak arada bir zıpçıktılık yapan densizlerle karşılaşabilirsin. Onlar, senin bu yanlışlarını yüzüne üfürdüğü zaman saçların da dalgalanabilir.
Metîn ol.
Kutsal fetih yürüyüşünüz kutlu olsun.
Niyazi...