DEMLİ ÇAY
Yusuf HOCAOĞLU
hocaogluyusuf@hotmail.com
ŞEHİR VE BİLEŞENLERİ
Şehir, insanların üzerinde yaşadığı, tarıma dayalı olmayan ilkelerle sosyal, kültürel ve ekonomik yaşam kriterlerinin belirlendiği, insanların organize olduğu, nüfusu ülke verilerine göre belli bir sayının üstünde olan, kültürel, sosyal ve ekonomik anlamda büyüme gösteren, kamusal-özel alanları bünyesinde barındıran mekânlar bütünüdür.
Şehirler, belli bir takım bileşenlerden oluşmaktadır. Bu bileşenlerin bazılarına, meydanlar, yollar, binalar, avlular gibi temel bileşenleri örnek verebiliriz. Örneğin bir şehrin olmazsa olmazı yoldur. Yaşayabilen bir şehir yol ile başlar. Yol ile alakalı her türlü sorun yaşanamaz bir şehre, her türlü çözüm ise daha huzur dolu bir şehre bizleri ulaştırır.
***
Yol medeniyettir. Yol ulaşımdır. Ulaşım organizasyondur. Ulaşım mekanların örgütlenmesinde aktif rol alır. Otopark bir ihtiyaçtır. Otopark alanları ulaşım öğesi içerisinde düşünülmesi gereken bir bileşendir. Otopark sorun ise şehir sorunludur.
***
Parklar bir şehir bileşenidir. Şehrin olmaz ise olmazıdır. Mesela, parklarda insanların bedensel ihtiyaçlarını karşılayan yapılara tuvalet diyoruz. Tuvalet bir park bileşenidir. Bir şehirde park varsa huzur vardır. Oksijen vardır. Yeşil vardır. Çimen vardır. Tuvalet rahatlıktır. Tuvalet sorun ise park sorunludur. Park sorun ise şehirde sorunlu, şehirliler sorumludur.
***
Şehirler sahip olduğu donanımlar ve bunların organizasyonları sayesinde bireysel ve toplumsal becerilerin çıkmasına imkan verir. Geleceğini düşünen her toplum, birey olarak çocuğunu düşünmek zorundadır. Dolayısıyla çocuk demek oyun parkları demektir. Oyun alanları da bir şehir bileşenidir. Oyun olmazsa beceri olmaz, beceri olmaz ise toplumsal gelişim olmaz, şehir olmaz. Oyun yoksa sorun vardır. Sorun varsa şehir yoktur.
***
Her şehrin bir bilinci vardır. Şehirler ve bilinçler bir medeniyet bileşenidir. Şehir varsa ve yaşıyorsa medeniyet yaşar. Şehir yok ise medeniyet yoktur, medeniyetsizlik vardır. Medeniyetsizlik ise kurudur, yavandır, dölsüzdür, ruhsuzdur.
Son tahlilde; medeniyetsiz bir şehir, ölü bir şehirdir. Ruhun olmadığı bir şehirden hicret etmek ise düşünen bireyler için kaçınılmaz sondur.
***
Haftanın okunası kitabı: Şehir ve Medeniyet, Ahmet Davutoğlu.
Selam ve muhabbetle...