AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
cengizbolukbasi@gmail.com
“Nedir Büyükşehir olmak?” diye güzel bir soru sordu bir maildaşım
Yolların patates tarlasına dönmesi mi yoksa deniz dolgu alanlarının hunharca katli mi? İtfaiyenin eskiden belde şimdilerde mahalle olan yerlere yangın söndükten sonra gitmesi mi yoksa belde halkının aldığı cenaze aracının bile ellerinden gitmesi mi?
Elbette bu soruları çoğaltabiliriz ama 4 yıla yakın bir sürede büyükşehir olan ilimizde büyüyen sadece Büyükşehir Belediyesi’nin borcu desek yeridir. Eskiden kendi beldelerinde devletin direktiflerini ve inisiyatifini kullanan irade artık tek elde yönetilmeye başladığı günden beri neredeyse halk zulüm çekiyor ve çekmekte.
Öyle ki kar yağışından sonra bırakın tuzlamayı neredeyse greyderin bile çalışmadığı ilçemizde güneşi her yıl olduğu gibi beklemekle mükellef kaldık. Bu beklediği tarihlerde burada tatildeydim; öyle “nerden biliysın laa sen uyanlarda değil miydin” demeyin.
Eskiden şehrimizde itfaiye en azından yakınlarında bir sorun olduğunda yedek araçlarla yıkma faaliyeti gösteriyordu. Şimdi bırakın yıkamayı, aracın dışarıya burnunu çıkarmasında bile Trabzon’dan gelecek onay bekleniyor.
Su ve kanalizasyon hizmetleri TİSKİye devredildiği günden bu tarafa olan sorunları yazmak bile değil amacım ama çözdükleri sorunların ardında bıraktıkları yıkım ortada...
Akçaabat’ın yukarı mahallerinde yol deseniz artık fidanlık olmuş, sanırım iki aya meyve bile verir. “E niye yapmayler” diyeceğiz hep bir ağızdan. 14 belde belediyesinin yapamadığı işi bir belediyeye yükleyip iş görmeye çalışıyoruz. Fen İşleri’nin üç şantiyesi var; nereye yetişsin bu adamlar, hak vermek gerek.
Eeee bunun yanında bir de trafik sorunu baş gösteriyor ki ilk haftalar bu konuya değinmiştim. Yetkililer topu birbirine atmaktan gayri tek iş yapmıyor desem yeridir. Emniyet Belediye’ye, Belediye Emniyet’e... Artık Kaymakam Bey’den acil olarak bir hamle beklediğimi de buradan yüksek sesle belirteyim.
Yol kenarlarının otopark olmasına hadi ses çıkarmayalım da şu sol tarafa nispet yapar gibi park yapmakta neyin nesi. Efendiler artık Akçaabat’ta hakikaten bu sorunla ilgilenen yok mu? İstanbul’da belediye arsasını otopark yapacakları teşvik için bir sürü kolaylık hatta destek sağlıyor. Kabımıza sığmadığımız aşikâr. Hadi yapın artık bir şey. Bu şehirde yaşam gittikçe zorlaşıyor.
Bu zorlaşan yaşantıda vatandaşın gözünde şöyle bir intiba uyanıyor. Nasıl olsa artık bu şehirde kamu otoritesi kalmamış! İstediğimiz gibi at koşturabiliriz! Belki de ben çok duygusal bakıyorum fakat gerçekten bu trafik konusunun çivisi çıkmak üzere.
Bu şekilde bırakın turist çekmeyi ilçede yaşanlar bile neredeyse bu buhrandan kaçar oldu. Ayrıca bir de minibüs sorunumuz var yıllardan bu tarafa ama onu haftaya saklayacağım. Çünkü bizzat gidip kooperatif başkanıyla bu konuda görüş alışverişinde bulunup ona göre sıralayacağım bu durumu yoksa beni de minibüse almazlar mazallah.
Ara yollarda acil durumlar oluyor lütfen aracınızı bari yol çıkışlarını tıkayacak şeklide bırakmayın. Bir gün sizlerin de hastası ya da acil durumu olabilir, unutmayın.
Esen kalın.