TRABZON (AA) - HATİCE DİLER - İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Kur'an-ı Kerim'de geçen meteorolojik olayları bilimsel yaklaşımla açıkladığı 40 yıllık çalışmasını tamamladı.

Kadıoğlu'nun, içinde doğa olayları geçen 13 suredeki 47 ayeti incelediği çalışması, "Modern Meteoroloji Perspektifinden Kur'an Ayetlerine Bakış" adlı kitabı Mayıs 2025'te yayımlandı.

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, AA muhabirine, kavram kargaşasının önüne geçmek için meteorolojik kavramları, meteoroloji uzmanı olarak bilimsel açıdan değerlendiren bir çalışma yaptığını söyledi.

Kitapta, ayetlerde geçen meteoroloji terimlerinin anlamlarının yer aldığını belirten Kadıoğlu, "Allah, Kur'an-ı tevhit inancını tamamlamak için göndermiş, bilim kitabı değil. Bir inanç gösterilirken, örnekler veriliyor, bazı teknik terimler kullanılıyor. Yedi kat gökten bahsediyor, bulutların rüzgarla aşılandığını söylüyor, gökyüzünün döndürücü özelliklerinden bahsediyor. Bu terimler, 1400 yıl önceden söylenmiş. Bunları açıklayanlar var, tabi bunlar meteoroloji mühendisi değil. Burada bir bilgi kirliliği var, bazıları iyi niyetle bunu anlatıyor ama yanlış bilgiler ve bunu kötü niyetle görenler, bunun üzerinden Kur'an'ın bilimle çakıştığını, çeliştiğini söylüyor. Böyle bir karmaşa var. Ben de bunu bir görev edindim kendime." dedi.

Bu konudaki anlam karmaşıklığını gidermeyi amaçladığını anlatan Kadıoğlu, yaptığı çalışmada bilimle dini, ilimle bilimi birleştirdiğini ve bu kavramların birbirinden ayrı terimler olmadığını anlatmaya çalıştığını ifade etti.

Kadıoğlu, Kur'an-ı Kerim'de yağmur oluşumunun, "Biz rüzgarla bulutları aşılıyoruz" ayetinde anlatıldığına işaret ederek, modern bilim dünyasının ise bunu 1960'lı yıllarda keşfettiğini vurguladı.

Meteorolojiyi bilmeyenlerin bu bilgiyi farklı yorumlayabileceğini dile getiren Kadıoğlu, "Eskiden bilim, teknoloji gelişmemiş, alimler de bu konuda çok felsefe, yorum yapmışlar ama elde veri, bilgi yok. Şimdi biz bunu biliyoruz. Rüzgar eğer toz, toprak, tuz kristallerini buluta taşımasa dünyada yağmur yağmaz. Bulutta su saf olarak kalıyor ve eksi 40 dereceye kadar donmuyor. Donup buz kristali olabilmesi için bir toz, tuz, bir yabancı maddeye ihtiyacı var. Buna biz yoğuşma çekirdeği, donma çekirdeği diyoruz ve 1960'larda bu belirlenmiş. Kur'an bunu 1400 yıl önce söylüyor." diye konuştu.

Kadıoğlu, "Biz gökyüzünü direksiz yarattık" ayetini, meteoroloji bölümü öğrencilerine "hidrostatik denge" olarak anlattıklarını belirterek, Kur'an ile bilimin arasındaki bağlantının altını çizdi.

- "Dinle bilim arasında bir uyum olduğunu göstermeye çalıştım"

Diyanet İşleri Başkanlığının bilimsel tefsir çalışmalarına da katıldığını aktaran Kadıoğlu, "Ben bu kitaptaki bilgileri 40 senedir topluyordum, yazmadan önce bu kadar derin olduğunu bilmiyordum. Ben bile çok şaşırdım, değiştirdi beni." ifadelerini kullandı.

Kadıoğlu, daha önce anlam tefsiri yapan kişilerin, bazı kelimeleri tek anlam üzerinden değerlendirdiğini, kendisinin ise kitapta bunun ayrımını yaptığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Amacım ilahiyatçıların işine karışmak değil. Kur'an'da bütün rüzgarlara hocalar 'kasırga' demiş, onlar farklı farklı şeyler. Aslında ben o ayrımları yaptım, mealler için önerilerde bulundum. Önce ayetleri veriyorum, sonra o ayetteki konunun bilimsel anlayışımızda nasıl açıklandığını açıklıyorum. Bu kafa karışıklığının önüne geçmek, Kur'an'daki o teknik terimlerin günümüzde anlamlarını ortaya koymak gibi bir çalışma yaptım. Bence çok güzel oldu, okuyanlar çok beğeniyor. Diyanet İşleri Başkanlığından da kontrol ettim. Kaş yaparken göz çıkarmamaya da dikkat ettim. Tamamen meteorolojik konularda, meteorolojik ayetlerin anlamlarını, dinle bilim arasında bir uyum olduğunu göstermeye çalıştım."

Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen Nuh tufanına da değinen Kadıoğlu, bu olaydan afet yönetimi dersinin çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Kadıoğlu, Kabe'nin tavaf yönünde dahi meteorolojik bir anlam yüklü olduğuna işaret ederek, "Kabe tavafı, siklonik dönüyor (havada bulutların oluşmasını sağlayan sürekli döngü) yani Kabe solunuzda kalıyor. Siklonik döndüğü için alçak basınç merkezi gibi hava yükseliyor yağmur oluyor, rahmet yani. Tersine dönse hava çökecek ve kurak olacaktı. Bunların her birinin meteorolojik anlamı var." dedi.

Prof. Dr. Kadıoğlu, kitapta içeriklerin bilimsel kanıtlarının yer aldığı kare kod, sonuna da meteorolojik tarihçe eklediğini belirterek, Antikçağdan bugüne kadar olan süreçte bilinen doğa olaylarını da kronolojik olarak sıraladığını belirtti.

Kur'an-ı Kerim'de geçen meteorolojik teknik kavram ve terimlerin modern bilimle hiçbir çatışması olmadığını vurgulayan Kadıoğlu, şöyle devam etti:

"40 yıllık materyalleri, Diyanet'teki toplantılardan öğrendiklerimi de katarak yazılı hale getirdim ki artık herkese ulaşalım. Meteorolojiyle ilgili, Kur'an'daki ayetlerle ilgili meraklı olan herkes buradan faydalanabilir. Okudukça hayretler içinde kalıyor insan. Kitabın başıyla sonunda insanda bir değişiklik oluyor. Kitap, ilim ile bilim arasında köprü kuracak. Gençler kafalarındaki sorulara bu kitapta yanıt bulacak. İnternetteki bilgi kirliliğinin önüne geçecek bir kaynak."