GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM
Huzur KORKMAZ TOPAL
Yaşam Koçu
huzur06peri@gmail.com
Beden Eğitimi derslerinden raporlu olduğum için arkadaşlarım bu derste top oynayıp ip atlayıp kovalamaca oynarken ben öğretmenimin isteği doğrultusunda sınıfın havalandırma ve düzeni ile uğraşıyordum.
Her 23 Nisan sabahı o zamanlar pek anlam veremediğim bir hüzün dolardı içime. “Bugün biz çocukların bayramı, neden böyle ağlamak istiyorum?” diye düşünürdüm.
Okul bahçesinde düzenlenen törenlerde hep şiir okuyup, konuşma yapardım. Hayalimde her zaman değişik giysiler giyerek stadyumda yapılan bayram kutlamalarına katılmak vardı.
23 Nisan Bayramı hazırlıkları başlarken öğretmenlerimiz raporlu olmayan öğrencileri bahçede toplayarak görev dağılımı yapmaktaydı. Sınıf penceresinden onları izlerken gözlerimin dolduğunu ve “keşke ben de onların arasında olabilseydim” dediğimi çok net hatırlıyorum.
Birçok kişinin ismini hatırlamasam da onu hiç unutmayacağım sevgili ilk öğretmenim rahmetli Emin Erdem de bu serzenişimi duymuş olacak ki, “Huzur, bu sene senin de bir görevin olsun istiyorum. Bayrama katılmak ister misin?” diye sordu. Kalbimin duracakmış gibi olduğunu hatırlıyorum. Daha ilkokul 4. sınıf öğrencisiyim ve öğretmenim yaptığı bu davranışla benim sesimi duyarak bana “seni görüyorum, senin isteklerine önem veriyorum” demiş oldu. Bu konuyu ailemle de görüştükten sonra aileme “gözüm Huzur’un üzerinde olacak siz hiç merak etmeyin” diyerek güven veren öğretmenimin sayesinde ben de arkadaşlarımla birlikte bayramda görev alarak hayatımda hiç unutmadığım bir anıya sahip oldum.
Canım annem her 23 Nisan sabahı bana marş ve şarkılar söylerdi. Televizyonu açar, askerlerin uygun adım ayak sesleriyle başlayan ve rahmetli Halit Kıvanç’ın dünya çocuklarını ağırladığı 23 Nisan Çocuk Şenliği ile biten özel programı izletirdi. Ailemizdeki tüm fertler önce Atatürk’e daha sonra da şehit, gazi ve askerlere dua eder ve şükranlarını sunardı. Benim asker ve yurt sevgim ailemden kalan bir mirastır.
Bu sene 23 Nisan’da bayram ruhunu tam olarak içime çekmek için oturduğumuz mahallenin ilkokuluna (Akçaabat Söğütlü İlkokulu) gittim. Tabi meslek beni bırakmadığı için önce iş sonra eğlence fikriyle güzel bir törene şahitlik etmenin mutluluğunu yaşadım.
Çok güzel bir tören oldu. Başrollerde çocuklar, yan rollerde ise onların çok sevdiği öğretmenleri yer aldı bu güzel törende.
Çocuklar verilen komutlar ile gözleri öğretmenlerinde, kulakları müzikte, ritmin ahengi içerisinde performanslarını sergilerken anne ve babaların heyecanı da gözlerinden okunuyordu. Kimi aileler çocuklarının sergilediği performansı kaçırmamak ve çocuklarıyla göz teması kurmak için büyük bir çaba harcarken çoğu da ellerindeki telefonlarla çekim yapmanın peşine düşerek anı kaçırıyordu. Öyle ki, çocuğumuzun yaptıklarını büyük bir heyecanla çekerken, onun bunları yaptıktan sonra takdire ihtiyacı olduğunu unutuyor ve alkışlamıyoruz dahi. Sevgili veliler, çocukların takdir ve görünür olmaya ihtiyacı var, gösterilmeye değil.
Sahi nedir bu anı biriktirmek adı altında anılarımızı yitirmek? Anı biriktirmek için anı yaşamak gerekir. Bizler bunu yanlış anlamış olacağız ki, basılı anıların hayatımıza anlam katacağını sanmaktayız. Anı albümde değil aklımızda birikir. Fotoğraflar ve videolar sadece bu anıları hatırlamamıza neden olur. Anılarımızın, duygularımızı harekete geçirmesi için önce hatırlanmalı ve daha sonra da yaşanmalıdır. Anılarımızın her karesini görüntüleyemeyiz fakat bir karede anılarımızı hayalimizde canlandırabiliriz; hem de en ince detayına kadar. Anı biriktirmek anı yaşamakla mümkündür.
Güzel bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yaşamamı sağlayan Söğütlü İlkokulu Müdürü İlhan Selçuk nezdinde tüm öğretmen ve öğrencileri kutluyorum.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.