Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 05.09.2025 21:07 Güncelleme: 05.09.2025 21:07

KANDİLLER VE İNSANLAR

İki gün önce sevgili peygamberimiz Hz. Muhammet’in dünyaya teşrifinin yıl dönümünü Mevlid Kandili olarak kutladık.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

Kandiller insanları bir araya getiren, beraberliği pekiştiren müstesna günlerdendir. Aynı zamanda sevgi, saygı ve yardımlaşmanın önemini vurgulayarak, hoşgörü ve paylaşma değerlerini hatırlamamızı sağlayan bu geceler, yapılan ibadetlerle de Allah’la olan bağımızı güçlendirmektedir.

Çocukluğumdan kandillere dair bende kalan en önemli anılarım ise kandil simidi ve yaşlı ziyaretleri olmuştur. 

Bir sokak önde bulunan ve mahallemizin pastanesinden yayılan mis gibi susam kokusu kandil simitlerinin hazır olduğunu bizlere hatırlatan en önemli belirti olurdu. Bir gün öncesinde özenle hazırlanan hediyeliklerimiz ile yanlarına gidilecek evlerin kişi sayısına göre alınan simitlerin, tazeliklerini korumaları için sarıldığı bembeyaz bezler hâlâ gözümün önünde. 

Kandilin mahiyetini düşününce birçok doğum günü ve yeri geldi gözümün önüne.

Kalbimin sahibi annemin doğduğu Erdoğdu Çatak mevkiinde bulunan o sarı evi düşündükten sonra karakterimi aldığım dürüst insan canım babamın doğduğu evi bilmediğim geldi aklıma. Bunların ardından kendi doğumum ve doğduğum yer geldi aklıma.

Doğduğum şehir Ankara, semt Dışkapı ve Ziraat Mahallesi, Apartman Gök Kuşu pilotlarının yaptırıp oturduğu ve daha sonra da bizim sahip olduğumuz 3 numaralı dairenin bulunduğu Sema Apartmanı. 

Alt komşumuz Şükriye Hanım Teyze idi. Anne ve babamdan kaç yaş büyük olduğunu bilmiyorum ama yine de saygıda hiç küsür edilmedi kendisine. Mükemmel eş, sevecen bir anne ve yardımsever bir insan olmasına rağmen okul müdürü olan eşinin görevi nedeniyle kendini her zaman yetersiz gördüğünü şimdilerde çok daha iyi anlıyorum.

Karşı komşumuz Civan Hanım Teyze örnek bir aileye sahipti. Şeref Bey Amca ile saygı çerçevesinde sevgilerini dışa vurdukları bir beraberlikleri vardı. Sevginin utanılacak değil, saygı duyulacak bir duygu olduğunu öğretmişler bana. Şeref Bey Amca’nın prensipleri ve kurallarıyla nasıl güzel başa çıkabiliyordu asil bakışlı can komşumuz. 

Sevgili Hakan İlkin’in babaannesi üst kat komşumuz Suat Hanım Teyze, bembeyaz saçlı ve zarif vücut ölçülerine sahip sevecen bir babaanneydi. 

Suat Hanım Teyze’nin kapı komşusu olan Kadriye Hanım Teyze 80 İhtilali’nde ilk asılanlardan olan Necdet Adalı’nın annesi ve Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncusu Münir Caner’in kayınvalidesiydi. Benim için dirayetin adresi oldu sanırım. 

Böyle güçlü kadın karakterlerle büyüdüm. Çocuğunu anarşiye kurban veren anneden oğlu yurt dışına gittiği için torununu tek başına büyütmek zorunda kalan babaanneye, eşi tarafından el üzerinde tutulup çocuklarına fedakârca bakan kadından eşinin mevkisi nedeniyle kendini hep değersiz gören kadına ve her işini eşine yaptırdığı halde yine de memnun kalmayan erkekle evli olan kadına kadar.

Sanırım kadın olduğum için çocukluğuma ait ilk aklıma gelen karakterler de kadın karakterler olmuş. 

Sizlerin de aklınıza gelen çocukluğunuza ait anılarınız ve rol model aldığınız karakterler var mı?  Varsa dinlemek isterim.

Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.