Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 13.12.2022 22:18 Güncelleme: 13.12.2022 22:18

HAYAT ARŞİVİ


 

KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

 

HAYAT ARŞİVİ

Herkesin bir hayat arşivi vardır. Kimi silik, kimi nemli, kimi siyah beyaz, kimi çok renkli. Kimi zaman zaman açar bakar arşivine, dünü yeniden okur. Ne özel insanlar vardır bu arşivin içinde ne de fitne, fesat ve karalar.

Belki de nice kötüler ve kötü günler için yazılmıştır bazı şarkılar türküler. Mesela aklıma ‘kara vicdanlı’, ‘gurbet içimde acı’, ‘vefasız yıllar’ gibi şarkılar geliyor.

Siz de açın bakın bir hayat arşivinize. Size maddi ve manevi destek olanlar ve nasihat edenler olduğu gibi sizi, kendi girdiği olumsuzluk dairesi içine almak için önce bir dal sigara, ‘bir bardakla bir şey olmaz’ diyerek bir damla alkol uzatanlar da olmuştur. Serseri ruhlu insanlar, çok insan kendi gibi serseri olsun ister. Bu tiplerin lügatlerinde iyilik, güzellik yoktur. Ayakları bataklıktadır. Eğer sen de o batağa ayağını sokarsan onlar ile batarsın.

Sanata, spora, şiire, tiyatroya, sinemaya, okumaya, gerçek inanca karşı duruş vardır. Hatta altı yaşında bir kızı evlendirecek kadar da yürekleri gaddar ve çirkindir. ‘Sevgi’ sözcüğü bu tiplerin dilinde hiç yoktur; varsa da menfaat icabıdır.

Halbuki bizlere öğretilen inancımız “yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevin” der. Tüm benliğinizle ve ruhunuzla sevin. Doğayı, insanı, canlıları, hayatı, suyu, havayı sevin. İşte hayat arşivimizde bunları arar bulursak insanız demektir. Sevgi denilen ruhundaki ışık evrene vurunca evrene iyi bir dünya göreceksin demektir.

Şimdi yaşıyorsan, hangi yaşta olursan ol, hayat arşivin yazılmaya devam ediyor. Geç kaldım diye korkma. Bak hayat arşivine ve olumsuzluklara nokta koy. Başla yeniden doğru düşünmeye ve sevgi mürekkebi ile yazmaya. Dünün kayıplarını bundan sonraki yaşantınla telafi et ki bir güneş doğsun ruhuna. Zaman geçmiş değil. Yeter ki sevgiyi doğruluğu, iyiliği iste, yanlışı ve kötülüğü sil.

Dün kentimde bir okula düştü yolum. İzleyiciydim. Genç düşünceleri görmek istedim. Bakmak istedim hayat arşivlerine ne yazmak istediklerine. Karşılarında kentimin belediye başkanı, sohbet ediyordu gençlerle. İmrendim bu sahneye. Ben de arşivime böyle bir gün eklemek isterdim. Çünkü benim hayat arşivimin çoğu eğitim ve eğitim tarihi ile ilgili. Ama üzgünüm böyle bir resim yok.

 Küçük bir salon. Karşıda Atatürk posteri ve Türk Bayrağı. Küçük bir sahne, bir masa, iki sandalye. Son sınıf öğrencileri. Yani bu yıl üniversite sınavları onları bekliyor. Tümü sınav kaygısı içerisinde. Bu sınav kaygısı Türk eğitim sistemi içinde büyük bir yara. Nice gençlerin yetenekleri keşfedilmeden gidiyor. Sınav odaklı eğitim yıllarca gençleri acımasız çarkları arasında yok ediyor.

Mevsim kış. Hâlâ okulun doğalgazı bağlanmamış. İlgili firma bugün ya da yarın diyor, işini zamanında yapmıyormuş. Öğrenci ve öğretmenleri düşünen yok. İl Milli Eğitim’in planlaması çok yanlış. Doğalgazı yazın tamamla, bu kışı kaloriferi bozmadan kömürle geçir. Ne o öyle, öğretmen soğuktan ders anlatamaz, öğrenci soğuktan dersi dinleyemez. Bunu mu düşünmediniz eğitimin ileri gelenleri?

Ama bolca reklam kokulu demeçler. Trabzon bir basamak, bas atla; öyle ya üst makamlar var. Genel müdürlük mesela. Belki daha da ilerisi. Trabzon atlama taşı olmamıştı yıllarca. Çocuklar üşüyor, öğretmen üşüyor. Okulda güvenlikçi yokmuş. Öğrenci ve idareci başkandan güvenlikçi istiyor ama bazı yerlerde, bilhassa da Milli Eğitimlerde bolca personel fazlalığı var. İdarecilik samimiyet, tevazu, hoşgörü ve azimli olmak ister. Anlayacağınız eğitimde işimiz zor.

Bunları yazıyorum ya kızanlar oluyor, hem de çokça. Doğruyu söyleme, yazma. ‘Dokuz köy’ meselesi. Çok gördük o köyden kovulmayı; bizlerin hayat arşivlerinde yazılıdır. Hangi yüzde ne gizli, hangi yürekte sevgi, bilen var mı? Hayat arşivimize keşke, ‘keşkeler’ olmasa. “Yanlış kapının önündeysen kapalı olması açık olmasından hayırlıdır...” Böyle bildik ve girmedik içeri. Ah o sendikalar yok mu, o sendikalar. Hadi üşüyen öğretmenlerin ve öğrencilerin hesabını sorun. Doğru kapının anahtarı, işini özümseyen, görevini iyi yapan, işini seven, yükselme ve alçalma düşünmeden gayretle çalışan insanların elindedir. Nedense bu tip insan sayısı erozyona uğruyor yavaş yavaş. Sendikacılar tahtan alır, tahta çıkarır. Yağda zam var.

Hatalara ve yanlışlara göz yumarsak, sonu kötü de olabilir. Nitekim gördüğüm o salonda paltoyla, kazakla oturan ve öksüren, aksıran çocuklar var. Sonrası grip, zatürre... Bir de sokak köpeklerinden korktuklarını, trafikten şikayetçi olduklarını, belediye otobüs biletlerinin öğrenci için pahalı oluşunu, daha çok spor alanı ve yeşil alan istediklerini, spor malzemesine ihtiyaç duyduklarını dile getirdiler. Söz isteyen, sorun dile getiren özgüvenli birkaç öğrenci vardı.

Dikkatimi çekense en çok istenilen şeyin Trabzonspor-Fenerbahçe maçı için maç bileti olmasıydı. Bilhassa da kız öğrenciler bu istekte bulundu. Onları dinleyen Belediye Başkanı şu sözlere yakın sözler söyledi: “Bütün öğrencilere maç bileti alma sözü veremem. Ancak bir deneme sınavında ilk beşte yer alan öğrencilere o zamanki bir maçın biletini alabilirim. Ama isterseniz sizlerle bir gün Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun sahnelediği bir oyunu beraber izleriz. Tiyatro biletlerinizi alırım.” Her ne kadar bazı öğrenciler memnun olmasa da anlayan anladı. Öğrenciler daha çok sanata çekmek, okumaya yönetmek doğru olur mesajıydı bu bence. Doğru verildi.

Öğrencileri izliyordum. Sanki içlerinde sorun biriktirenler varmış gibi geldi bana. Bence bu okullarda rehber öğretmenler bu tip öğrencileri gözlemeli ve sorunlarını çözmek için çözüm üretmeli. Mesela soru sormaktan çekinen bir kız öğrencinin yanına yaklaşarak diz çöküp o öğrenciyi konuşturmak isteyen Sayın Başkan Osman Nuri Ekim'in tavrı çok hoştu. Kızımız soruyu sorunca salon da alkışladı. Bu durum gözümü yaşlandırdı. Demek ki öğrenciler arasında bir sevgi bağı var. Ne güzel duygu bu böyle.

Ne kadar güzeldir öğrenciyle karşı karşıya oturup, güzel bir sohbete tutulmak. Bu o çocukların hayat arşivine girdi. Düşünenleri ve uygulayanları kutluyorum buradan.

Benim o okuldaki sevgili gençlere buradan şöyle seslenişim var. Her ne kadar yöneticiler bu kışın ortasında sizleri üşütse de bu hayat arşivinize bir acı olarak yazılacak. Ama sizlere tavsiyem, bıkmadan, usanmadan ideallerinizin peşinde koşun. Maç seyretmekten çok tiyatroyu, sinemayı ve kitap okumayı bizzat kendiniz spor yapmayı sevin. İyilik yapma isteğinizi içinizde gördüm, zaten var; sevgiyi büyütün. Ruhu, kalbi ve vicdanı olan, iyilik yapar. Yere çöp atmamak, yerden çöp almak, argo konuşmamak, doğayı korumak bir iyiliktir. Küçükleri sevmek, büyüklere saygılı olmak, dersi dinlemek, çalışmak iyiliktir. Güzel yapılanları alkışla ama ıslıklama.

Nitekim o iki saat benim için güzel bir gözlem zamanı, sizler içinse hayat arşivinize ekleyeceğiniz güzel anlardı. Ben de ekledim arşivime. Sizler de bizim yaşımıza gelince bu değeri anlayacaksınız.

Hepinize sıcak bir okul, sokak köpeği olmayan bir okul bahçesi, daha ucuz öğrenci otobüs bileti, okulda bolca sosyal etkinlik, güzel okuma günleri, bol güneşli havalar dilerim.

Biliyorum bu günler sizler için en zor günlerdir. Gün batımındasınız. Güneşin doğuşunu beklemek hem zor ama bir o kadar da heyecanlı andır. Güneş, sizler istediğiniz bir yüksek okula girdiğiniz zaman sizler için doğacaktır. Yanlışlıklardan uzak durun, zararlı alışkanlıklar edinmeyin. Sizler neyin iyi, neyin kötü olduğunun farkındasınız. Gelecek sizindir. Güzel Türkiye'min güzel yetişmiş, kendini geliştirmiş gençlere ihtiyacı var. Yarınlar sizindir.

Ben o gün duyduklarımı, yaşadıklarımı yazdım. Birileri kızsa da fark etmez. Bu kış aylarında çocuklar ve öğretmenler, doğalgaz döşenecek diye üşütülemez. Biraz da akılcı düşünülmeli ve doğru zamanlama yapılmalı. Bilmem bu yazıyı yazdığım günde doğalgaz geldi mi o okula? Temennim gelmiş olması.

Gelin şu hayat arşivini Fikret Hakan'ın şiirinden alınan şu alıntıyla kapatalım:

“...Çünkü gerçek/Sıradan kişilerin yıllardan sonra/Bilgelerin yıllardan önce/Baş tacı ettiği birimledir. Öyleyse/Gerçeğin de anlamı/İncedir.”

Ne olursa olsun, hayat arşivinizde sevgiye, eğitime ve insana dair güzel resimler olsun. Hepinize güzel bir hafta, öğretmen ve öğrencilere sağlıklı günler, sıcak sınıflar, güzel okullar dilerim.