KÖŞE BUCAK
Mehmet Salih KÖSE
Eğitim Uzmanı
BİR ŞEHİRİ DEĞİŞTİRMEK,
BİR ŞEHİRİ YOK ETMEK
Bu hafta yine yaşadığım şehirden bahsedeceğim; Akçaabat’tan. Bir zamanlar adı geçince Karadeniz titrerdi. Şarkısı farklı, türküsü renkli, köftesi meşhur, horonu kıvrak, insanı çalışkan ve mertti... Bir farklı yönü vardı. Her sorununa ortak akılla sahip çıkan insanı. Zaman çok çabuk geçti. Değişti, değişti, şimdi bu hallere düştü. En büyük sorunu trafik ve şehir geçişinde tıkanıklık. Bu sorun Akçaabat’tan ve Akçaabat insanından kaynaklanmıyor. Öyleyse gelin şu Akçaabat şehir geçişini tarafsız gözle bir irdeleyelim.
Ne demiştik, adı geçince titriyordu deniz... Doyamadığım çocukluğum hâlâ orada. Hâlâ güzellikleri taşır çevresinde. Sahilinde çınarlar büyümüş, denizle şehir arasında ağaçlar ve çiçekler. Geniş bahçeler, insanların nefes almasını ve denizi seyretmesini sağlar. Eskiden Karadeniz denilince akla gelirdi Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize... Sonra sırlanırdı ilçeler ve sayılırdı: Bafra, Vona, Ünye, Tirebolu, Pulathane, Görele... Bu şehirler hâlâ var. Ama bazıları geçiş trafiğini çok güzel çözmüş ve şehirler eski güzelliğine bürünmüş. Şehir geçişleri verilmiş güneyden. Örnek mi? Bafra, Samsun, Ünye, Ordu, Perşembe, Tirebolu. En son Giresun Güney çevre yolu ile çözecek bu sorunu. Proje ihalede.
Eeee... Bize gelince seç en pahalı ve en kolay yolu. Yık Yıldızlı’yı, Söğütlü’yü, Akçaabat’ı; geçir yolu. Ayıp olmuyor mu beyler. Akçaabat’ın içinden uluslararası yol geçirmek bu kente iyilik mi ihanet mi düşünmek gerek. Ne olacak? Onca para dökülecek, binalar yıkılacak, ağaçlar kesilecek, doğa tahrip edilecek ve Akçaabat sahilinden yol geçirilecek. Sonuç Akçaabat’ın denizle irtibatı kesilecek, yeşil alanlar gidecek, çınarlar sökülecek, şehir bir çukurda kalacak. Büyük bir yağmurda şehir sular altında kalacak, insanlar boğulacak, binalar ve dükkânlar sular altında kalacak. Örnek 1990 yılı. En son Giresun ve Rize’de olan afetler. Ölen ve kaybolan insanlar. Bir şehri değiştirmek, bir şehri yok etmek olmamalı.
Karadeniz Sahil Yolu 1960 yılında planlandı. 1987’de temeli atıldı. Ara verildi. 1997 yılında yeniden yapımına başlandı. Çokça eleştiri alındı. Hatta Bakan Yüce Divan’a gitti. Yol 2007 yılında tamamlanarak bitti. Bu yolla ilgili vatandaşların mücadelesinin yerini doğanın mücadelesi aldı. Karadeniz kendinden alınanları yavaş yavaş yeniden almaya başladı. 2009’da Giresun’da, 2010 yılında Rize Güneysu’da yağan yağmur felakete döndü. Bu plan yapıldıktan sonra bazı şehir geçişleri güneyden verildi. Şimdi Giresun’un şehir geçişi güneyden geçecek çevre yolu ile çözülüyor ve şehir içi trafiği rahatlatılıyor. Bu konuyu da Giresunlu Sayın Bakan Nurettin Canikli sıkı takip ediyor.
Buradan gelelim bizim kentimize. Evet, Akçaabat şehir geçişinde bir trafik akış sorunu var. Bu sorun sıkça ayarsız olan trafik lambalarından ve Akçaabat Haçkalı Baba Devlet Hastanesi Kavşağı ile Fatih Eğitim Fakültesi Kavşağı’ndan. Bu iki kavşakta düzenleme yapılırsa trafik akışı sağlanır. Ama asıl çözüm bu olmamalı. Asıl çözüm Çarşıbaşı’ndan başlayan ve Trabzon’un güneyinden geçecek çevre yolu. Çözüm bu. Yoksa sahile yol yapalım, olan yolu genişletelim düşüncesi doğru değil. Hele hele Akçaabat’ın içinden yolun genişletilmesi ve yükseltilmesi hiç doğru değil. Güney Çevre Yolu yapılarak eski yol sadece Akçaabat halkına bırakılmalı. Hatta ileride yapılacak metro, tren yolu buradan geçirilmeli.
Biz Akçaabatlılar Güney Çevre Yolu meselesine sahip çıkmalıyız. Akçaabat’a Güney Çevre Yolu yapılmalı. Söğütlü, Yıldızlı yol genişlemelerine şimdilik gerek yoktur. Buraya harcanacak kamulaştırma parasının yarısı ile Güney Çevre Yolu’nda kamulaştırma yapılır. Çünkü Güney Çevre Yolu çoğu yerde tünellerle geçileceğinden kamulaştırma parası verilmeyecektir. Ayrıca Güney Çevre Yolu ile şehrimiz güneye doğru açılacak ve daha geniş alanlar oluşacaktır. Denizle şehrin arası bölünmeyecektir. Bu şehrin iyiliğini düşünenler mutlaka Güney Çevre Yolu yapımına önem vermeli. Bunda da en büyük görev başta milletvekilimiz Sayın Adnan Günnar’a ve Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya düşmektedir. Öyle ya ne farkımız var şehir geçişlerini güneyden geçiren şehirlerden? Yoksa yanıltmasın sizleri bürokratlar. Gerekirse bu konuda bu şehirde halk oylaması yapılmalı. Akçaabatlılar şehrine sahip çıkmalıdır.
Bir şehri değiştirmek demek yeşilini, ağacını küçültmek, denizinden uzaklaştırmak, şehri gürültüye esir bırakmak, insanını egzoz gazıyla boğmak değildir.
Akçaabatlı!.. Artık küçük düşünme, sorunlarına sahip çık. Bu kentin büyümesi, güzelleşmesi için önemlidir Güney Çevre Yolu. Yoksa sahiline dokundurma, diren, sesini yetkililere ilet. Sustuğun yeter, hukukî çerçevede konuşmalı insanımız. Yaşamak, çok sade, kolay ve sessiz olmalı bu şehirde. Uluslararası transit geçecek araçlar için yapılmalı Güney Çevre Yolu.. Bize eski yolumuz yeter. Çetin bir imtihandasın, öteki şehirler mücadele vererek kazandı. Düşünen ve bu şehri sevenler, şimdi sıra bizde. Güneye, güneye, kamyonlar, tırlar, transit geçişler güneye. Tütünü kaybettin sustun. Stadını kaybettin sustun... Hiç değilse Güney Çevre Yolu’na sahip çık. Burun kıvırıp geçme. Sorunlar da çaba ister, bilgiler de çaba. Bu şehir çok sustu ve kaybetti. Kent çıkarları için susmak yakışmıyor bize. Bu kent için Güney Çevre Yolu şart. Yoksa biz kentimizi kaybedeceğiz, küçüleceğiz, sorunlar yaşayacağız..
Diyorum ki bir düşünsek.