KÖŞE BUCAK
Mehmet Salih KÖSE
Eğitim Uzmanı
Fırsatlar kaçınca hayıflanırız. Bazıları da der ki: Dünyaya kaptırma kendini, dert edinme şehrinin sorunlarını, emeklisin, bırak şehrini, çekil köşene. “Dünya kafirin cenneti, müminin cehennemidir.” diye bir söz vardır. Böyle bir dünyada her şeyi kendine dert edinme.
Ben bu düşüncede değilim. Yaşadığım şehrimin daima kazanmasından yanadır düşüncem. Miskin miskin bir kenara çekilip de oturamam. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyemem. Şehrimin içinde, hayatın içinde olmalıyım. Şehrimin en güzele layık olmasına inananlardanım. Hele de bu eğitim konusu olursa sabretmem, atılırım ileri.
Geçen gün Trabzon'da hafif raylı sistemin tanıtımının yapıldığı bir toplantıya katılmış ve “hiç değilse birinci etap Söğütlü'den başlasın” demiştim ya bir dostum “bunlar boş laf, bu sözler safsata” dedi bana. Ben ona şu sözü söyledim ve ayrıldık: “Bak dostum iyi iş, doğru düşünce ve sevgi cennet tozudur; anlayana, tat alana lezzet verir." Ayrıldık. Bir daha kolay kolay kesişmez yolumuz.
Bilmem bu yazıya attığım başlık ilginizi çekti mi? Bilhassa eğitimciler ve siyaset yaptığı iddiasında olan insanların ilgisini çekmeli. Bu iki fırsat bu şehir için bence önemli.
Birinci fırsat şu: Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Fakültesi olan yerlere bir tane Öğretmen Akademisi açacak. Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü yer olarak Fatih Lisesi'ni gösterdi. Fakat Bakanlık yurdu olmadığından uygun görmedi. Biz diyoruz ki Öğretmen Akademisi için en güzel bina ve okul Akçaabat Fen Lisesi binasıdır. Fen Lisesi’ni sahildeki İmam Hatip Kız Lisesi’ne taşıyacaksın, boş olan bu binaya da Trabzon Öğretmen Akademisi'ni açacaksın. Pansiyonu var. Üstelik bu okulda öğretim gören öğrenciler, şehirden uzak olmasından, yolu iyi olmadığından şikayetçi. Sakın ha bu şehrin sokağına gözlerini dikerek yürüyenlerden görüş sorma. Onlar bu şehrin geçici insanları. Başını kaldırıp çevreye, okullara, semaya bakmayan insanlardan bu şehre fayda gelmez. Onların çoğu makam, yükseltme peşinde koşanlar. Halbuki bu şehirde onların işini, onlardan çok daha iyi yapacak ne cevherler var. Bir de onları görseniz, görev verseniz harikalar yaratırlar.
Gelelim ikinci ve benim için en önemli meseleye. Bu konuda Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü’nden mezun olanlar kulak kabartsın. Bilhassa da okul arkadaşlarım, dostlarım ve öğretmenlerim.
Millî Eğitim Bakanlığı 15.11.2023 tarihli yazısıyla "Millî Eğitim Bakanlığı arşiv varlığının tespiti, tasnif ve düzenlenmesi çalışmasıyla ilgili bir yazı yayınlanmış. Bu ad altında Ankara, İstanbul, Konya, Sivas, Antalya, İzmir, Bursa, Erzurum, Elâzığ, TRABZON, Kastamonu, Edirne, Van, Gaziantep ve Eskişehir'de birer Eğitim Tarihi Müzesi kurma çalışması başlatmış.
Bu sebeple Trabzon Nemlioğlu Konağı (Fatih Eğitim Enstitüsü) Trabzon Türk Eğitim Tarihi Müzesi olmalı diyoruz. Oradan mezun olan bir öğretmen olarak da bu konuyu şiddetle dile getirmek gerektiğine inanıyorum.
Eğitim yöneticileri biraz da bu gözle bakmalı çevreye. Çok boyutlu yenilikleri görmek ve bu şehre kazandırmak gerekir.
Eskiden Trabzon eğitim konusunda en büyük örnekti. Son on yılda galiba ivme kaybediyor. Bizden daha küçük şehirler eğitim konusunda, etkinliklerde harikalar yaratıyor.
Uçak sinekten utanır, tren kırk ayaktan haya eder. Vapur balinaya hayran, robot insana öykünür. Bu 23 Nisan Bayramı’nda benim ilçemden daha küçük ilçelerde, küçük çocukların bando eşliğinde bayram kutladığını gördüm. O minik çocuklara hayretle baktım. Bakıyorum benim ilçemde hiçbir okulda bayram kutlaması yapacak bando yok. Üstelik Güzel Sanatlar Lisemiz de var. Hâlâ İstiklal Marşımız dijital olarak söyleniyor. Üzüldüm, kıskandım ve utandım.
Ah şehir sevdası, ah alışkanlık, ah koltuk koruma sevdası. Nice yapılacak harika işleri sen engelledin.
Yapmak, yaşadığı çevreyi sevmek, farklı düşünmektir.
Bakalım bu iki fırsatı değerlendirecek mi benim şehrim?
İş başarmak, yapmak; kalbin ortasında yanan ateşin derecesine göredir.
Bu bizim için fırsat. Gündem oluşturup Nemli Oğlu Konağını Eğitim Müzesine çevirelim ki rahat uyusun kabirlerinde o okulda görev yapan veya o okuldan mezun olan öğretmenlerimiz.