Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 26.04.2024 13:59 Güncelleme: 26.04.2024 13:59

BÜYÜLÜ ANLAR

Hayatımızda çok az olay bizi büyüler sanırım. Yaşanmışlıklarımızda bizi olduğumuz ortamdan koparan pek fazla bir şey olmaz düşüncesindeyim.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 

Hayatımı doya doya yaşamayı bir hedef haline getirdim. Her yaşanmışlığımdan bir ders çıkararak, halimden şikâyetçi olmadan ve elimdekinin değerini bilerek yaşamayı öğrenmişim. Nasıl öğrendiniz diye sormayın; bunun bir formülü yok ama anladığım kadarıyla şikâyet etmek yerine şükür ve halimden memnun olmayı seçen bir mizaca sahibim. Her olay, her gelişim, her öğrendiğim yeni şey beni gerçekten mutlu etmeye yeter. 

Yaşamım boyunca büyülendiğim anlar çok az. Aslına bakarsanız o anların büyülü olduğunu şimdilerde çok daha iyi anlayabiliyorum. Yaşanmışlıklarımın her anına binlerce kez hamd ve şükür ediyorum. Sizlerle bu büyülü anlarımı paylaşmak isterim.

Bir 23 Nisan sabahı, uyandığım zaman gözlerimi açar açmaz görmem için başucuma yerleştirilen sandalyenin üzerinde duran ve üzerinde kırmızı düğmeleri olan kot bir jile, beyaz boğazlı kazağım, beyaz kilotlu çoraplarım ve ailemin benim için aldığı kırmızı rugan bilekten bağlı ayakkabılarım. Hayatımın ilk büyülü anı onları gördüğüm anmış meğerse. 23 Nisan töreni için önceden bildiğim halde beni bu denli etkileyen ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen her detayını hatırladığım bu giysiler beni neden bu denli büyüledi bilemiyorum ama bu anı çocuklarıma da yaşatmak için her dinî veya millî bayramda bu hazırlıkları yapmak beni her defasında heyecanlandırır. Çocuklarımın onlar için hazırladığım sürprizi gördükleri anları zihnime kazımak için erkenden odalarının kapılarına dikilir ve uyandıkları anda nasıl bir tepki vereceklerini büyük bir merakla izlerim. 

Eşimle binlerce kez dans ettim ve aynı duygularda ettim bu dansları. Nerede ve hangi koşulda olursa olsun eşimin kollarında dans ettiğim anlar öyle özel ve beni havalara uçuran bir zevk ve ahenkte olmuştur. Ama büyülenmek işte bu bambaşka bir duygu.

Eşimle o ana kadar belki de onlarca kez dans ettiğim halde 28 Temmuz 1992 Salı günü akşamı evliliğimizin başladığı düğün törenimizde ilk dansımızı yaparken hissettiğim o duygunun tam anlamıyla “büyülenmek” olduğunu söyleyebilirim. Onca kalabalık davetli olmasına rağmen ben o anda sadece sevdiğim adamla dans ettim. Bunu size daha net nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama şöyle diyeyim: O anda sadece ben, eşim ve bulutlar vardı ortamda. Bulutların üzerinde dans etmek işte tam da bu olsa gerek. Çok uzun süremedi bu dans ama belki o yüzden her zaman özlemle hatırlarım o dansı ve o anı. 

Pek sık düğün törenlerine katıldığım söylenemez ama her katıldığım düğün töreninde törenin ilk dansını yapan çiftin o anlarını durdurmak istemişimdir içten içe.

Anne olmak, doğuran kadının özlemle anımsadığı o her doğumdan sonra sanki ilk kez anne oluyormuş gibi hissettiği duygu. Büyülü anlarımın en kutsallarıydı benim için. İki tarih var benim için annelik heyecanını ve büyülü anları yaşadığım: 20 Nisan ve 13 Temmuz. Kızlarımı koynuma alıp, sarıp sarmaladığım hayatımın en unutulmaz büyülü anları. 

Büyülü anları yakalamak hiç o kadar kolay değil aslında ama o anları büyülü yapan ve değer katan bizleriz; bunu unutmamamız gerekiyor. Her yaşadığımız olayı ve hayatımıza renk katan insanları özel ve büyülü kılmak bizim elimizde. Hayata bakışımız ve hayata karşı duruşumuz bizlere ayrı duygular yaşatır. Bizler hayata güzel ve sevecen bakmaya devam ettiğimiz sürece hayat da bize güzel ve sevecen olacaktır.

Hayatınızdaki büyülü anların çoğalması dileğiyle, sağlıkla kalın.