KOZMİK DİZAYN
“O ki gökleri ve Arz’ı örneksiz yaratandır. O, bir işe karar verirse, ona sadece ol der, o da hemen oluverir.” Bakara 117.
İnsanoğlu yaratıldığı ve yeryüzüne bahşedildiği ilk günden itibaren gelişmekte, şekillenmektedir. Yeryüzünde nice kavimler gelip geçmiştir. Teknolojik olarak birinin diğerinden daha üstün kavimlerde kendi yaşamlarını sürdürmüş ve içlerinden bazıları yok olmuş, bazıları da gelişerek ve dönüşerek günümüze kadar varlığını sürdürmektedir.
Bilim ve Teknoloji açısından insanlık tarihinin öyle bir kesiti vardır ki; o dönem son yüzyıla denk gelmektedir. Gerçek şudur ki; son yüzyılda yapılan teknolojik gelişmeler, insanlık tarihinin yüzde doksan dokuzuna denk gelmektedir. Günümüzde ise teknolojik gelişmeler akıl almaz bir boyuta doğru tekamül etmektedir. İnsanoğlunun kozmik evrenin yaratılmasını anlama çabaları bilgisayar teknolojilerinin ve yapay zeka algoritması alanlarında ki ilerlemelerle daha anlaşılabilir düzlemlere indirgenmeye çalışılmaktadır. Görünen o ki; bilim insanları tarafından kozmik dizayn insanlığı hayrete düşürecek ilişkiler ve hiyerarşiler bütünü olarak görülmeye başlanmıştır.
Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse; hepimizin bildiği gibi dünyada insansız hava araçlarındaki gelişler coğrafyaların kaderini değiştirmektedir. İnsansız bir hava aracının en temel donanımı ise şimdilerde yapay zeka algoritmaları ile şekillenen yazılımıdır. Eğer bir iha aracında yazılım yoksa ortada kanat ve motordan başka bir şey kalmamaktadır. Ve az buçuk teknolojiyi yakından takip edenler için ise kauntum bilgisayarlarıyla yapılan bu yazılımların zorluk derecesi akıl almaz boyuttadır.
İşte tamda bu süreçte kayıkla denize açılmış bir kişinin denizin ortasında bir martının uçuşunu izlerken Allah’ın kozmik dizaynda bir martıya nasıl muazzam bir yazılım yerleştirdiğinin farkına varmasına sebebiyet veriyor. Öyle bir yazılım ki akıllara durgunluk verecek cinsten ve insanoğlunun bir iha’nın içine yazdığı kotlardan milyonlarca kat daha işlemlere ait kodlama zinciridir: Bir martı ortalıkta yok iken, kayıktan bir balık atıyorsun, on saniye sonra bir martı havada beliriyor. Nasıl bir göz keskinliğidir? Yüksek bir hızla suya doğru harekete geçiyor. Tam suyun üstünde hızı sıfıra düşüyor ve havada asılı kalıyor. Tam o anda saniyenin dörtte biri süresi içinde gagasıyla balığı alıyor. Ve hızını yükselterek gökyüzüne doğru yükseliyor.
Bir siha martıdan daha iyi bombalıyor ama bir martı gibi uçamıyor. Martıda ki davranışın algoritmasını düşünebiliyor musunuz? Arka bellekte milyonlarca kod, martıdan evrene düşündüğümüzde bir saniyede akıllara durgunluk veren bir dizayn, kodlama ve depolanan bir bellek.
Ve son tahlilde bir martı bize şunu düşündürüyor; Allah’ın şanı ne yücedir. Mülk ancak onundur. Kuddüs olan odur. Allah her an oluştadır. Ve fiilin faili haktır.
Selam ve muhabbetle...